Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 141 ada 58 parsel sayılı taşınmazda imar uygulama işlemi yapılarak oluşturulan 1346 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarda davalıların paydaş kılındığını, sicilin oluşumuna dayanak imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürüp, tapu kayıtlarının iptali ile imar öncesindeki gibi 58 parsel olarak adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar S. ve E., dava konusu taşınmazlar bakımından yapılan imar uygulaması hakkında idari yargıda açılmış bir dava olmadığını, imar işleminin kesinleştiğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalılar, yargılamaya katılmadıkları gibi davaya cevap da vermemişlerdir.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların tesciline dayanak imar işleminin idari yargı yerinde iptal edilip kararın kesinleştiği, sicilin yolsuz hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar S. ve E. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava ve birleşen dava, kadastral parselin ihyası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 141 ada 58 parsel sayılı taşınmazın imar uygulama işleminin idari yargı yerinde iptal edildiği, böylece sicilin dayanağının iptali ile tescilin yolsuz hale geldiği belirlenerek dayanağı kalmayan sicil kaydının iptaline karar verilmesi kural olarak doğrudur.
Ancak, dava konusu imar parsellerinden bir bölümünün iptali ile kadastral parselin ihya edilmesi, 2 nolu imar parselinin ayakta bırakılması bunun sonucu olarak, 58 sayılı kadastral parseldeki yerin bir bölümünün imar alanı içinde kalması dolu pafta sistemi ve doğru sicil oluşturma ilkelerine aykırıdır.
Hakim, doğru sicil oluşturmakla yükümlü olup, bu hususlar kamu düzenindendir.
Esasen, birleşen dava da 2 sayılı imar parselinin iptali ve bu nedenle 58 parselin ihyası istenmiştir.
Hal böyle olunca; birleşen davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalılar S.ve E.’in, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.