Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları E.T., 2536 sayılı parseldeki 6 ve 7 nolu bağımsız bölümleri mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğluna temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali-saklı payları oranında adlarına tescili ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, taşınmazdaki binayı kendisinin yaptırdığını, bu nedenlede miras bırakan tarafından çekişme konusu bağımsız bölümlerin temlik edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, sübut bulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.1.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Z. T. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakan E.T.n 1.12.2005 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak, davacı torunları T.ve T., davalı oğlu Z.ve dava dışı kızı T.in kaldığı; miras bırakanın, çekişme konusu kat mülkiyeti kurulu 2536 parsel sayılı taşınmazdaki 2, 4, 5, 8 ve 9 nolu bağımsız bölümleri üzerinde bırakarak, 6 ve 7 nolu bağımsız bölümleri davalı oğlu Z."e satış suretiyle temlik ettiği; davacıların, miras bırakanın yapmış olduğu temlikin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları; davalının ise savunmasında, çekişme konusu 2536 parsel sayılı taşınmaz arsa vasfında miras bırakan adına kayıtlı iken, kendi emek ve parasıyla üzerine bina inşa ettiğini, bunun karşılığı olarakta miras bırakan tarafından çekişmeli bağımsız bölümlerin kendisine temlik edildiğini, miras bırakanın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla hareket etmediğini; çekişme konusu 2536 parsel sayılı taşınmazdaki binayı kendisinin yaptırmış olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak açtığı Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/68 esasında kayıtlı ve derdest olan davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Gerçekten de; noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen Bakırköy 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/68 esas sayılı dava dosyası sureti incelendiğinde, eldeki davanın davalısı Z.tarafından, eldeki davanın davacıları aleyhine, çekişme konusu 2536 parsel sayılı taşınmaz arsa vasfıyla miras bırakan E. T.adına kayıtlı iken, üzerine kendi birikimleriyle 4 katlı bina inşa ettirdiğini ileri sürerek sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak tazminat davası açtığı ve davanın derdest olduğu görülmüştür.
Bu durumda, gerek sözü edilen dava, gerekse eldeki davadaki davalının savunmasının, miras bırakan E.T.un çekişmeli bağımsız bölümleri davalıya temlikteki gerçek iradesinin ortaya çıkarılmasında belirleyici önem taşıdığı kuşkusuzdur.
O halde, Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/68 esas sayılı dava dosyasının sonucunun beklenmesi, ondan sonra anılan davada toplanan deliller ile eldeki davadaki delillerin birlikte değerlendirilmesi, miras bırakanın çekişmeli bağımsız bölümleri davalıya temlikindeki gerçek amacının kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.