Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı olduğu 1551 parsel sayılı taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir nedenleri olmaksızın kullanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalılardan M.n yargılama sırasında öldüğü, M.ın mirasçılarını gösterir şekilde veraset ilamının verilen önele rağmen davacı vekili tarafından ibraz edilmediği, yargılamanın sürümcemede bırakıldığı, iddianın kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, çekişme konusu 1551 parsel sayılı taşınmazda kayden paydaş olduğunu, davalılar M. ve C."nin haklı ve geçerli bir nedenleri bulunmaksızın taşınmazı kullandıklarını ileri sürerek, eldeki davayı açtığı; davalılardan M.ın yargılamanın devamı sırasında 21.4.2009 tarihinde öldüğü, mahkemece, davacı vekiline davalı Murat"a ait veraset ilamı ibraz etmesi için yetki ve süre verildiği, bunun üzerine, davacı vekili tarafından Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/634 esasında kayıtlı veraset davasının açıldığı ve halen derdest olduğu, bu nedenle veraset ilamının mahkemeye sunulamadığı anlaşılmaktadır. Esasen, mahkemece re"sen nüfus idaresinden verasete esas olacak şekilde nüfus aile tablosunun elde edilmesi mümkün iken bunun dahi gözetilmemiş olması isabetli değildir.
Bu durumda, davacı vekilinin yargılamayı sürümcemede bırakmak amacıyla hareket ettiği söylenemez. Kaldı ki, diğer davalı C.yönünden yargılamaya devam edilmesinde bir engel bulunmadığı halde, onun yönünden de aynı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması da doğru değildir.
Hal böyle olunca, Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/634 esasında kayıtlı veraset davasının sonucunun beklenmesi, ondan sonra davalı M.ın mirasçıların davaya dahil edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası yönünden tarafların tüm delillerin toplanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.