Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalı Zonguldak Belediyesi"nin maliki olduğu 3 parsel sayılı taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, özel mülkiyete konu olamayacağını, ayrıca iskele üzerindeki yapıların davalı belediye tarafından diğer davalılara 618 Sayılı Yasanın 4 ve 5. maddesine aykırı olarak izin ve ruhsat alınmaksızın kiraya verildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptaline, elatmanın önlenmesine, davalılara ait muhtesatın masrafları ilgililere ait olmak üzere yıkımına, taraflar arasındaki muhdesatın niteliği ve niceliği itibariyle muarazanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı belediye, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalmadığını, 618 Sayılı Yasaya aykırı bir yapılanma olmadığını; diğer davalılar da belediyeyle yapılmış sözleşmeye istinaden kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasa"nın 12/3. maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süreden reddi gerektiğine değinilerek bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçekten de, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasa"nın 12/3.maddesine getirilen ek düzenlemeler gereğince kadastro tespit tarihi ile dava tarihi arasında öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği sabit olduğundan, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı Hazinenin öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, sonradan 19.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 6099 Sayılı Yasa"nın 16. maddesiyle 3402 Sayılı Yasa"ya eklenen 36/A maddesindeki “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz.” düzenlemesi karşısında; genel kuralın istisnası olarak hak düşürücü sürenin hukuki niteliği, yerleşik yargıtay kararları ve sonradan yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği hususları birlikte gözetilerek yargılama giderlerinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Davacı Hazinenin, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.