Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 20032 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalılar tarafından muvafakati olmadan gecekondu yapıldığını, davalıların çekişmeli taşınmazda kayıttan kaynaklı bir haklarının olmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve muhdesatın yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, tecavüzün imar uygulaması ile olşutuğunu, yapı bedelinin ödenmesi gerektiğini, dava açılmasında bir kusurlarının olmadığını, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı İ.Y. hakkında açılan davanın reddine, S.Ş.aleyhine açılan davanın kabulüne, 24110 ada 11 sayılı imar parseline (20032 ada, 1 parsel) 6 m² tecavüzlü olduğu keşfen sabit olduğundan elatmanın önlenmesine, taşkın kısmın yıkımına, davalı adına bankaya bloke edilen 1.999.-TL"nin işleyecek yasal faizi ile birlikte karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava; çaplı taşınmaza yapılanmak suretiyle elatılması nedeniyle, yıkım ve elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davalılardan İ.Y.hakkındaki davanın reddine, S.Ş. hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 20032 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz davacıya ait iken imar uygulaması yapılmak suretiyle oluşan 24110 ada, 11 parsel sayılı taşınmazda imar şuyuulandırması ile davacıya 32684/134309 payın özgülendiği, kadastro tespitinden önce davalılardan İ.in taşınmaz üzerinde gecekondu niteliğinde yapmış olduğu yapının, imar parseli içinde kaldığı, İ.tarafından kullanılırken yapının eşi olan diğer davalı S.a temlik edildiği ve onun tarafından tasarruf edilegeldiği saptanmak suretiyle İ. Y. hakkında açılan davanın reddine diğer davalı hakkında açılan davanın, yapı için belirlenen 1.999.-TL değerinin davacı tarafından davalıya ödenmek üzere mahkeme veznesine yatırtılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmelidir ki; gerek davalı S.ın ve gerekse yapıyı kendisine satan bayii İbrahim‘in kadastral parselde mülkiyetten ve kişisel haktan kaynaklanan bir hakkı bulunmamaktadır. Öyle ise imar uygulaması neticesinde yapının imar parselinde kalmış olması nedeniyle 3194 sayılı Yasanının imar Yasasının 18. maddesi hükmünde öngörülen kaim değere davalı tarafın müstahak olmayacağı tartışmasızdır.
Ne varki; karar davacı tarafından temyiz edilmemiş olması sebebiyle anılan husus bozma nedeni yapılmamıştır.
O halde mahkemece elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmiş olması doğru değil ise de davacının taşınmazına yapılanan kişi diğer davalıya satış yapan İ.Y.olup haksız fiili yaratan kişinin de bu kişi olması sebebiyle davalının da bu yeri satın alması nedeniyle BK’nun 50 ve 142. maddesi hükmü uyarınca her ikisinin birlikte yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerekirken yazılı olduğu üzere sadece davalı S.’ın sorumluluğuna gidilmiş olması doğru değildir.
Davalı S.ın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.