Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanın maliki olduğu 78, 572, 257, 1736 ve 2139 parsel sayılı taşınmazlarını satış suretiyle davalılara temlik ettiğini, aynı zamanda vasiyetnameye konu edildiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptal ve tescile ya da tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilince süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.3.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı M. Ö. vekili Avukat S.S. geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalılar vekili avukat ile temyiz edilen vd. vekili avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ya da tenkis isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakanın maliki bulunduğu çekişme konusu taşınmazlarını 8.4.2003 ve 8.9.2003 tarihli akitlerle davalılara temlikinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, davacılar miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğinde bulundukları halde istek aşılmak suretiyle HUMK nun 74. maddesi gözardı edilerek tüm mirasçılar adına tescil kararı verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, dava dilekçesinde gösterilen ve itiraza uğramayan değer üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi gözetilmek suretiyle avukatlık ücreti tayin ve takdir edilmesi gerekirken, keşfen belirlenen ancak harcı tamamlanmayan değer üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olmasıda isabetli değildir.
Davalıların, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 25.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.