Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, ortak miras bırakan İ."in 92 ada 6 parsel sayılı taşınmazını oğulları olan davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, ancak yapılan işlemin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve miras bırakan İ.Y.adına tescil, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kabulüne dair önceden verilen kararın Dairece;"... davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K."nun 640.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığıyla davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda muvazaa olgusu sabit görülerek tapu iptali ve miras bırakan adına tescile karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve terekeye iade şeklinde tescil, olmazsa tenkis isteklerine ilişkin olup; mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda tereke temsilcisi huzuruyla yapılan yargılama sonucunda, miras bırakanın çekişme konusu taşınmazını diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğullarına temlik ettiği belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak; mirasçılar adına miras payları oranında tescile karar verilmesi gerekirken, Türk Medeni Yasasının 28.maddesi uyarınca ölümle şahsiyetin son bulacağı gözetilmeksizin miras bırakan (ölü kişi) adına sicil oluşturulacak şekilde tescil hükmü kurulmuş olması doğru değildir.
Öte yandan; karar harcının, dava tarihi itibariyle belirlenen dava değeri üzerinden karar tarihindeki harç oranı gözetilerek hükmedilmesi gerekirken, 2010 yılı itibariyle harç oranının arttırılmış olduğu da dikkate alınmaksızın, nispi karar harcı konusunda karar verilmemiş olması da isabetsizdir.
Davalıların, bu yönlere değinen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.