Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1313 Esas 2011/3425 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1313
Karar No: 2011/3425
Karar Tarihi: 24.03.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1313 Esas 2011/3425 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, maliki olduğu taşınmazın komşu parseller tarafından işgal edildiğini belirterek, sınırların belirlenmesi için karar istemiştir. Davalılardan biri yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporu yeterli olmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Ancak, yeniden yapılan incelemede gerekli araştırma ve incelemenin yapılmadığı ve hüküm tesisinin yanıltıcı olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, davacı ve davalı C.’in temyiz itirazları kabul edilerek kararın bozulması kararlaştırılmıştır. Kararda, HUMK’nın 428. maddesi de belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2011/1313 E.  ,  2011/3425 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BOR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 02/11/2010
    NUMARASI : 2010/68-2010/412

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden maliki olduğu 404 parsel sayılı taşınmazını komşu 400 nolu parselin zilyedi C.in kısmen işgal ettiğini, 396 nolu parselin malikinin davalı T. 398 nolu parselin malikinin ise davalı A.olup, her üç davalının da elatmalarının önlenmesine ve taşınmazının sınırlarının bilirkişi ile tespit edilerek sabitleştirme işleminin yapılmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalılar T.ve C., dava konusu taşınmaza bir müdahaleleri olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Davalı A. yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, dairece; “mahkemece yapılan keşif sonucunda elde edilen fen bilirkişi raporundaki krokinin ölçeksiz olup, koordinatlarının belirlenmediği ve hüküm vermeye yeterli olmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, yerinde 3 kişilik harita mühendisi bilirkişi vasıtası ile keşif yapılarak infaza ve denetime elverişli rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hükme yeterli olmayan tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozmaya uyularak mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacı ve davalı C.tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi .raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve sınır tespiti isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, sınır tespiti isteği bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, mahkemece kurulan ilk hükmün dairece, bozulması üzerine anılan bozma ilamında yapılması gereken işlemler açıklanmış olup, mahkemece bozma ilamına uyulduğuna göre bozma gereğinin yerine getirilmesi gerekeceği açıktır.
    Oysa, somut olayda, bozma ilamı doğrultusunda bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Özellikle, yapılan uygulamada davacı iddiaları üzerinde durulmak yerine, dava konusu olmayan davacı taşınmazından başka parsellere müdahale olup olmadığı yönünde araştırma yapılmış ve alınan bilirkişiler raporunda yine koordinatların belli edilmediği görülmektedir.
    Öte yandan; sınır tespiti isteğine yönelik talep bakımından eda davası açıldığına göre ayrıca böyle bir istekte bulunulmasında hukuki yarar olmayacağı açıktır.
    O halde, bu konuda müstakil bir karar verilmiş olmasının da doğru olduğu söylenemez. Esasen açılan eda davasında bir tecavüzün bulunup bulunmadığının saptanması, çapın sınırlarının belirlenmesi ile mümkün olacaktır.
    Hal böyle olunca; bozma ilamında açıklandığı şekilde davacı iddiası doğrultusunda elatmanın önlenmesi isteği bakımından gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, uygulamayı gösterir denetime elverişli rapor alınması ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davacının ve davalı C.’in bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    .

    Hemen Ara