Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/2359 Esas 2016/6888 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2359
Karar No: 2016/6888
Karar Tarihi: 19.09.2016

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/2359 Esas 2016/6888 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılandıkları dava, mahkeme tarafından kabul edilmedi ve sanıklar beraat etti. Ancak, beraat eden sanıkların vekillerinin ve kendilerini avukatlarla temsil ettiren sanıkların avukatlık ücretlerinin belirlenmemesi nedeniyle hüküm bozuldu. Yeniden yapılan inceleme sonucunda, sanıkların kendilerini ayrı avukatlarla temsil ettirdikleri anlaşıldığı için, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenen 2.640 TL vekalet ücretinin katılana ödenmesi gerektiği belirtilerek hüküm düzeltildi ve onandı. Kanun maddeleri olarak 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un 99. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesi yer almaktadır.
15. Ceza Dairesi         2016/2359 E.  ,  2016/6888 K.

    "İçtihat Metni"



    Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ..."un beraatlerine dair .... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 13/05/2013 tarih ve 2012/459; 2013/237 E.K. sayılı karar aleyhine ve lehine katılan vekili ve sanıklar müdafiilerinin vaki temyiz istemleri üzerine düzeltilerek onama talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/259269 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş, Dairemizin 25/01/2016 tarih ve 2013/22735; 2016/755 E.K. sayılı kararıyla hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan itiraz üzerine Dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Sanıkların kendilerini iki ayrı vekille temsil ettirdikleri dikkate alınarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden itirazın KABULÜNE,
    25/01/2016 tarih ve 2013/22735; 2016/755 E.K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, müdafiileri tarafından vekalet ücretiyle sınırlı olarak ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Katılanın, kendisine ait olan aracın ..."da çalıştırılması için sanık ..."e ait şirketle sözleşme yaptığı, söz konusu aracın yurt dışında çalışması için gerekli izinlerin alınmamış olması nedeniyle bağlandığı, Türkiye"de bulunan sanık ..."un, bu ülkede tanıdıkları bulunduğunu söyleyerek katılandan aracın geri getirilmesi için masraf olacağını belirterek 12.000 Dolar para almasına rağmen, söz konusu aracı getirmediği, böylece sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, katılan ile sanık arasında bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu, katılana ait aracın birtakım usuli eksiklikler nedeniyle gümrükte bağlandığı, sanığın, aracın geri alınması için girişimlerde bulunduğu, katılanın bağlı olan aracı gümrükten çıkartıp kendi imkanlarıyla ülkeye getirmeye çalıştığı dikkate alınarak bu sanıkla katılan arasında, sözleşme hükümlerinin uygulanması, araç için çalışma izninin alınıp alınmaması ve aracın geri teslimi hususunda hukuki bir ihtilaf bulunduğu, sanığın, katılana yönelik hileli bir hareketinin bulunmadığı ve nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, diğer sanık ... ise, katılandan, aracın geri getirilmesi için para almış ise de, söz konusu parayı kendisi için harcadığına dair yeterli delil bulunmadığı, parayı yurt dışında adından söz ettiği kişiye gönderdiğine dair banka dekontlarını ve yaptığı işlemlere dair belgeleri dosyaya sunduğu, buna göre bu sanığın da suç işleme kastıyla hareket ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
    Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin ve sanıklar müdafiilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanıklar lehine ayrı ayrı maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerin ilgili kısmına "sanıkların kendilerini ayrı ayrı vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 2.640 TL vekalet ücretinin katılandan alınarak sanıklara ayrı ayrı verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara