Esas No: 2016/2275
Karar No: 2016/6886
Karar Tarihi: 19.09.2016
Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/2275 Esas 2016/6886 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-a, 52/2, 53, 58, CMUK"nın 326/son maddeleri gereğince mahkumiyet (ayrı ayrı)
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Bohçacılık yaptığını söyleyen iki sanığın katılanın evinin önüne gelip oturdukları, sanıklardan birinin, güven telkini amacıyla eline bir ip alıp parçalara ayırarak bohçasına koyduğu, ipi birleştirilmiş şekilde bohçasından çıkardığı, sanıkların, mağdur ..."e, üzerinde büyü bulunduğunu, evde bulunan altınlara okunması halinde büyünün bozulacağını söyledikleri, sanıklardan birinin, bir ceket ve bir yazmayı katılan ve mağdur ..."den istediği, yazmanın bohça yapılarak ceketin içine konduğu, dua ve benzeri nitelikte sözlerin söylendiği, bohçanın ağzının kapatılmasından sonra, sanıklardan birinin mağdur ..."e "sende nazar var, muska var, mutlu olmanı istemiyorlar, bana altınları getir, üfleyeyim, su dökeyim üzerindeki nazarın kalksın" dediği, mağdurun altın olmadığını, sarrafta olduğunu söylemesi üzerine sanığın, altınların bulunduğu odayı gösterdiği, gerçekte altınların o odada olması nedeniyle mağdurun, sanığın söylediklerine inandığı ve 15 adet altın bileziği getirdiği, sanığın elindeki bez parçasını uzatarak altınları buraya koymasını istediği, mağdurun nedenini bilmeden altınları gösterilen bezin üzerine koyduktan sonra sanığın, mağdurdan altınların tamamını getirmesini istediği, mağdurun başka altın olmadığını söylemesine rağmen, sanığın, kutunun içerisinde başka altınların da bulunduğunu söylemesi nedeniyle, mağdurun, sanığın bu işi bildiğini düşünerek 21 adet küçük altından oluşan dizme kolye ile 1 adet künyeyi de getirdiği, bu altınların da bezin içerisine konulduğu, sanığın, altınların odadaki bohçaya götürülmesini istediği, mağdurun, altınları, odadaki bezin içerisine değil de battaniyenin arasına koyup dönmesinden sonra, ""niye bezi bohçanın içine koymadın"" diyerek mağduru uyardığı, uyarı üzerine mağdurun altınları, odada bulunan bohçanın içerisine koyduğu, sanığın, mağdura, ""annenle yarım saat konuşmayacaksın, yoksa felç olursun"" dediği, bu sırada, diğer sanığın, mağdurun annesi katılandan içerdeki bohçayı getirmesini istediği, bohçanın üzerine su atılacağını söylediği, bohçanın içine altın konulduğunu bilmeyen katılanın, bohçayı sanığa getirdiği, sanıkların da bohçanın içindeki altınları, katılan ve mağdurun bilgisi dışında alıp evden uzaklaştıkları, mağdurun, annesinin içerisinde altın bulunan bohçayı, sanığa verdiğini bilmediği, sanıkların altını gizlice bohçadan aldıktan sonra, acıktıklarını belirterek kapının önünde domates ve ekmek yedikten sonra evden ayrıldıkları, mağdur ..., sanıkların gitmesinden sonra annesine altınların ne olduğunu sormaya çalışsa da, mağdurun konuşamadığı, toprak üzerine ""altın"" diye yazarak durumu annesine anlatmaya çalıştığı, bohçanın içine bakıldığında altının yerinde olmadığının görüldüğü, sanıkların, mağdurlar ve katılan tarafından daha sonra teşhis edildikleri, bu şekilde sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, suçun işlendiği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar müdafiinin suçun sabit olmadığı ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 19/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.