Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Hazine, davaya konu 2 sayılı parselin kıyıda kaldığını ileri sürerek, tapusunun iptalini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin mahkeme kararı Dairece, yargılama giderleri yönünden bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmiştir.
Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali isteğine ilişkindir.
Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçekten de, kadastro tespit tarihi ile dava tarihi arasında 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği saptanarak, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı Hazinenin, öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, temyiz aşamasında yürürlüğe giren 11.1.2011 tarih ve 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle değişik 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesindeki;" ... yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği" hükmü de gözetilerek, davalı tarafın kararı temyiz etmemesi karşısında davada usulü kazanılmış hak olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği ve 29.5.1957 tarih 4/16 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı hususları üzerinde durulması; ayrıca davalı lehine avukatlık ücreti tayin edilip edilemeyeceğinin değerlendirilmesi için karar bozulmalıdır.
Davacı Hazinenin, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.