Esas No: 2014/997
Karar No: 2016/6871
Karar Tarihi: 30.06.2016
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/997 Esas 2016/6871 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK"nın 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay"ın ilgili dairesi olması karşısında, mahkemenin eski hale getirme talebinin kabulüne ilişkin verdiği 28/06/2012 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun bulunduğu kabul edilip bu karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede,
Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükümlerinin sanığa tebliği açısından tebligat gönderildiği, tebligatın posta memurunun kaşesi ile aynı çatı altında oturan damadı ... imzasına tebliğ edildiği ve yasal süre sonunda temyiz edilmediğinden 03/05/2012 tarihi itibariyle kesinleştirilerek 18/05/2012 tarihinde infaz için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, sanık ....."ın 30/05/2012 tarihli dilekçesi ile mahkemeye başvurarak karar tebliğine ilişkin tebligatın kendisine ulaşmadığını, karardan infaz aşamasında haberdar olduğunu ve tebliğin akrabası olan ...."a yapıldığını beyan etmesi üzerine yapılan araştırmada, sanığın damadı olduğu bildirilen ... ile aynı çatı altında oturmadıkları tespit edilmiş olmakla; tebligatın usulüne uygun olmadığı, sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık ...."ın, ..."nin kurucu ortağı olduğu, şirket adına çek keşide etme yetkisi olmadığı halde bu durumu bilerek şirket adına 25/10/2010 keşide tarihli 13.500 TL bedelli çeki düzenleyip imzalayarak ticari bir ilişki sebebiyle Erzurum İli Tortum ilçesinde bulunan katılan ....."a verdiği, hamiline düzenlenen bu çeki ....."ın bankaya ibraz ettiği, ancak çekin karşılığının çıkmadığı, bu hususun çekin arkasına şerh olunduğu, soruşturma kapsamında celp olunan çek hesap sözleşmesi ve imza sirkülerine göre çeki düzenlemeye ve imzalamaya yetkili olan kişi şirket müdürü .... olmasına rağmen, çekin sanık .... tarafından düzenlendiği, bu şekilde piyasaya sürülen çekin gerek icra takibi gerek cezai müracaatlar bakımından geçersiz kılındığı, imza yetkisi olmadan çeki keşide eden sanık ....."ın atılı resmi belgede sahtecilik ve bankayı aracı kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
Sanığın ortağı olduğu ... yetkilileri .. ve ..."ın, şirketi sanığa devrederek şirketten ayrıldıklarını, şirket işlerini sanığın yürüttüklerini beyan etmeleri, sanığın şirkete ait işleri fiilen yönettiğinin dosya kapsamından anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti ve sanığın suç kastının belirlenmesi açısından, sanığın şirket adına keşide ettiği başkaca çekler olup olmadığı, varsa şirket tarafından ödenip ödenmediği, suça konu çek ile ilgili olarak icra takibi yapılmış ise şirket yetkililerince imzaya itirazda bulunup bulunmadıkları, hukuk mahkemesinde buna istinaden menfi tespit davası açılıp açılmadığının araştırılarak, sonucuna göre denetime izin verecek biçimde hile unsurunun ne şekilde oluştuğu belirlenip sanığın hukuki durumunun taktir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın gözetilmesine, 30/06/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.