Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki bulunduğu 15 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinde bulunmuştur.
Davalı, dava konusu taşınmazla ilgili tapu iptal ve tescil davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, işgalci olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının müdahalesi sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.2.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat M. Ç.ile temyiz edilen vekili Avukat N. A. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istelerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 15 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanın bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı, kayden maliki olduğu bağımsız bölümü davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın işgal ettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
Çekişme konusu taşınmazın öncesinde davalı adına kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerine 17.2.2006 tarihinde davacı şirket lehine ipotek tesis edildiği, taşınmazın davalı tarafından davacı şirkete 8.5.2007 tarihinde satış suretiyle devredildiği, davalı tarafından davacı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın redle sonuçlanıp, henüz kesinleşmediği dosya kapsamı ile sabittir.
Öyle ise, açılan tapu iptal ve tescil davasının eldeki davanın esasını ve ecrimisil isteğini etkileyeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davasının sonucunun ve kesinleşmesinin beklenmesi, ondan sonra karar verilmesi, kabule göre de dava dilekçesinde belirtilen ve itiraza uğramayan dava değeri üzerinden davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, keşfen saptanan ancak yargılama aşamasında harcı tamamlanmayan değer gözetilerek fazla vekalet ücreti takdiri de doğru değildir.
Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yeridedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 11.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.