Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1797 Esas 2011/3122 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1797
Karar No: 2011/3122
Karar Tarihi: 17.03.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1797 Esas 2011/3122 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla tapuda muvazaalı olarak bir bağımsız bölümü satış yoluyla davalılara devrettiğini öne sürerek miras payı oranında tapu iptal-tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davacının bu isteğini kabul etmiştir. Ancak davalılar temyize gitmiştir. Yargıtay ise, delillerin takdirinde hata yapıldığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Miras muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal tescil isteğiyle açılan davada, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Taraflar arasında görülen olayda, miras bırakanın davalılara temlik ettiği bağımsız bölümde diğer mirasçıların bulunmadığı ve bu işlem için haklı ve makul bir nedenin bulunduğu dikkate alındığında, muvazaa amaçlı bir işlem yapıldığına dair yeterli delil bulunmadığından, davacının isteminin reddedilmesi gerekmektedir.
Kanun Maddeleri:
- Medeni Kanunun 706. maddesi
- Borçlar Kanunu 213. maddesi
- Tapu Kanunu 26. maddesi
1. Hukuk Dairesi         2011/1797 E.  ,  2011/3122 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KADIKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/09/2010
    NUMARASI : 2008/347-2010/190


    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakanı C."in mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak 1020 ada 36 parselde yer alan 5. kat 9 nolu bağımsız bölümünü davalılara satış yoluyla devrettiğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal-tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, miras bırakan tarafından davalılara yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacının miras payı oranında tapunun iptal ve tesciline karar verilmiştir.
    Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden toplanan delillerden, dava konusu 1020 ada 36 parseldeki 12 nolu bağımsız bölümün miras bırakan C.tarafından 01.11.2004 tarihinde 1 / 3’er paylı olarak satış suretiyle davalı çocuklarına temlik edildiği, akit tarihinde miras bırakanın davacı ile evli olmadıkları, miras bırakanla davacının daha sonra 30.11.2004 tarihinde evlendikleri, miras bırakanın ise 17.06.2008 tarihinde vefat ettiği davacının miras bırakanın 2. eşi, davalıların da 1. eşten olma çocuklar oldukları anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere;uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davacının evlenmeden önce ücret karşılığı yaşlı ve hasta olan miras bırakanın bakıcılığını yaptığı, daha sonra miras bırakan ile evlendiği, miras bırakan tarafından temlikin yapıldığı tarihte davalılar dışında mirasçı olabilecek başka kimsenin bulunmadığı gözetildiğinde ve bu durum yukardaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla hareket ettiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan pesin harcın temyiz edene geri verilmesine,17.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara