Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/471 Esas 2016/6793 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/471
Karar No: 2016/6793
Karar Tarihi: 28.06.2016

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/471 Esas 2016/6793 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2014/471 E.  ,  2016/6793 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : ... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ...."ın beraatına, karşılıksız çek keşide etmekten sanık ...."ın mahkumiyetine ve katılan ....."a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan davanın reddine ilişkin hükümler, katılanlar vekili ve sanık ..... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklardan ....."ın, Adana Ticaret Sicil Memurluğunun ... sicil numarası ile kaydı bulunan ..... ticaret ünvanı ile hakiki şahıs işletmesinin bulunduğu, ....."ün ise yine Adana Ticaret Sicil Memurluğu"nun ..... sicil numarası ile kaydı bulunan ... ticaret ünvanı bulunan şirketin ortaklarından olduğu,....."ın Türkiye Finans Katılım Bankası Adana şubesinde ... numaralı çek hesabının bulunduğu, bu hesaptan 07/07/2004 tarihli vekaletine dayanarak sanık ....."ın da çek keşide etme yetkisinin bulunduğu, bu şekilde sanıkların ticaretle uğraşan tacir sıfatında kişiler oldukları, sanıkların 2005 yılında Alaşehir ilçesine birlikte üzüm üreticilerinden çeşitli miktarlarda üzüm alarak zamanında borçlarını ödemek sureti ile üreticilerde güven tesis ettikleri, 2006 yılında aynı amaçla Alaşehir ilçesine gelerek birlikte hareket etmek sureti ile ve her birine diğer sanığın güvenilir, büyük esnaf olduklarını anlatarak güven sağladıktan sonra katılanlar .. ve ..."dan aldıkları üzüm karşılığında sanık ....."a ait çek hesabından 15/10/2006 keşide tarihli 17.500 TL bedelli çeki verdikleri, bu şekilde sanıkların eylem birliği içerisinde katılanların üzümlerini başından itibaren bedellerini vermemek üzere aldıktan sonra izlerini kaybettirdikleri, katılanlara verilen çeklerin bankaya ibraz edildiklerinde karşılığının olmadığının çeklere yazıldığı iddia edilen olayda;
1- Sanık..... hakkında karşılıksız çek keşide etmek fiilinden kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
31.01.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanunu"nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 3. maddesi ile karşılıksız çek keşide etme fiillerinin idari yaptırıma dönüştürülmüş olması nedeniyle, sanıklar hakkında verilen bu kararların 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 29. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi olduğu, 5271 sayılı CMK’nın 264. maddesi dikkate alındığında, katılan vekilinin yasal süre içerisinde verdiği temyiz dilekçelerinin itiraz niteliğinde kabul edilerek, itirazın ceza mahkemesince incelenip karara bağlanması gerektiği anlaşılmakla, dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2-Sanıklar hakkında verilen davanın reddine ilişkin hüküm ile sanık ..... hakkında verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıklar .... ve ......."ın, katılan ......."dan sanık .... tarafından Adana 8. Noterliği"nden verilen 07.07.2004 tarihli yetkiye dayalı olarak 15/10/2006 tarihli 17.500 TL bedelli, sanık ... tarafından keşide edilip karşılıksız çıkan çekle üzüm alış verişi yapmaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinde, üzerlerine atılı ...."a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükmünde ve katılan ....."a verilen çekten dolayı sanıklar hakkında daha önce .... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2007/93 esas sayılı dava dosyasında kamu davası açıldığı anlaşıldığından, mükerrer dava dolayısıyla ek iddianame ile açılan davanın reddine dair hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan ve mükerrer davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden, katılanlar vekilinin sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılmaları gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ve davanın reddine ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
3-Sanık ..... hakkında verilen beraat hükmünün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılanlar vekilinin, sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13.maddesinin 5.fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün ilgili kısmına "Sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 2.400 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine" cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/06/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







Hemen Ara