Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan H.’ın 3 ve 21 parsel sayılı taşınmazları yapılacak konutlardan bir daire verilmesi karşılığında davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını ileri sürüp muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında ıslah ile, davanın sözleşme ihlali nedeniyle ferağa icbar suretiyle tescil davası olduğunu bildirmişlerdir.
Davalı, dava konusu taşınmazların bir daire karşılığında muristen satın alındığını, murisin kooperatifin üyesi yapıldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı (ve vasi) Z. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan H.’ın çekişme konusu 3 ve 21 parsel sayılı taşınmazları 02.10.2006 tarihli akitle davalı S.S.Çetin Konut Yapı Kooperatifine satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Davacılar, anılan temlikin bedelsiz olduğunu, davalının devredilen taşınmazlar karşılığında murise bir daire vermesinin kararlaştırıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
Dosya kapsamı ile tarihsiz taahhütname içeriğinden, gerekse davalı kooperatif Yönetim kurulu kararı ile diğer belgelerden dava konusu taşınmazların temlikinin aslında satış olmayıp, kooperatif tarafından yapılacak bağımsız bölümlerden bir adedinin bedel yerine miras bırakana verilmesi koşuluna bağlandığı, diğer bir deyişle, arsaların daire verilmesi karşılığı davalıya temlik edildiği, halen taşınmazların boş olup, inşai faaliyetin bulunmadığı görülmektedir.
İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriği ile, yukarıda kısaca özetlenen olgular dikkate alındığında olayın muris muvazaası iddiasıyla bir ilgisinin bulunmadığı, koşullu temlik yapıldığı halde, bu koşulun yerine getirilmediği, bu nedenle taşınmazların iadesi gerektiği iddiasına dayalı olduğu açıktır.
Öte yandan; mirasçı davacılardan Z.’nın gerek davalı ile yaptığı yazışmalar, gerekse beyanları ile, davalı Kooperatife üye olma ve üyelikten istifa gibi işlemlerin terekeyi, yani diğer mirasçıları bağlamayacağı da kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; yukarıda özetlenen iddia ve olgular doğrultusunda taraf delillerinin değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Öyle ise, davacı (ve vasi) Z.’nın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.