Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/934 Esas 2011/3051 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/934
Karar No: 2011/3051

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/934 Esas 2011/3051 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, ortak miras bırakanları olan babalarına ait taşınmazın izale-i şuyu davası yoluyla davalı tarafından satın alındığını öğrenerek tapu kaydının iptali ile hali sabıka ircasını istemişlerdir. Davalı ise iktisap ettikleri taşınmazın ihale ile satın alındığını ve ihalenin feshi davası açabileceklerini savunmuştur. Mahkeme, satışın usulüne uygun olmadığı halde ihalenin feshi davalarına başvurulmaksızın tapu iptal ve tescil davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak bu kararın yanılgılı değerlendirmelerle verildiği belirtilerek, davacıların temyiz itirazları kabul edilmiş ve kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kararda T.M.K.'nun 1024 ve 1025.maddelerine gönderme yapılmıştır. Bu maddeler, tescilin illetten yoksunluğu durumunda mülkiyet hakkına dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açılabileceğini belirtmektedir.
1. Hukuk Dairesi         2011/934 E.  ,  2011/3051 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/11/2010
    NUMARASI : 2010/96-2010/455

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, 3820 ada 20 parsel sayılı taşınmazın ortak miras bırakanları babaları A. G. ait iken davalının kendilerini taraf göstermeden açtığı izale-i şuyu davası yoluyla vaki satışta davalının satın aldığını, haricen öğrendikleri izale-i şuyu davasını temyiz etmeleri üzerine kararın Yargıtay"ca bozulduğunu, taraf teşkili sağlanarak yeniden ortaklığın giderilmesi kararı verildiğini, ancak satış taleplerinin reddedildiğini ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile hali sabıka ircasını istemişlerdir.
    Davalı, ihale ile dava konusu taşınmazın mülkiyetini iktisap ettiklerini, ancak şartları varsa ihalenin feshi davası açabileceklerini bildirip,  davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, satış memurluğunca yapılan satışın usulüne uygun olmadığı izale-i şuyu davası ile belirlendiği halde davacı tarafça ihalenin feshi, hali sabıka irca ve yargılamanın yenilenmesi yollarına başvurulmaksızın tapu iptal ve tescil davası açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, ihalenin feshi, eski hale getirme, yargılamanın yenilenmesi davaları açılmadan tapu iptali-tescil davasının açılamayacağı ve dinlenemeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3820 ada 20 parsel sayılı taşınmaz A. G. adına kayıtlı iken  A.G. ölümü üzerine bir kısım mirasçıları tarafından bazı mirasçılar  taraf  gösterilmeksizin diğer  mirasçılar aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi davasında tüm mirasçılar davada yer almadıkları halde 10.2.2005 tarihinde ortaklığın satış suretiyle giderilmesine  karar  verildiği ve taşınmazın 23.1.2006 tarihinde cebri satış yoluyla davalı adına tescil edildiği ihalenin kesinleştiği, bu arada o davada taraf  gösterilmeyen mirasçılardan A.G.in temyizi üzerine ortaklığın giderilmesi kararının Yüksek  Yargıtay 6.Hukuk Dairesince;" taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği" gerekçesiyle 10.7.2006 tarihinde bozulduğu, yine usuli eksiklikler  nedeniyle bir kez daha bozulduktan sonra bozmaya uyularak  yapılan yargılama sonucunda mahkemece, 19.3.2009 tarihli karar  ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, ancak satış memurluğunca 18.1.2010 tarihinde;"tapu malikinin davalı N. G.olduğu gerekçesiyle satış talebinin reddine" karar  verildiği, davacıların  satış memurunun işlemini şikayet  etmeleri üzerine;"ortada satışı yapılması gereken ortaklığa konu taşınmaz  bulunmadığından, satış  memurluğu işleminin yerinde olduğu" gerekçesi ile şikayetin reddine karar  verilerek  kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada, yukarıda açıklanan iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle davanın çekişme konusu taşınmaz kaydının davalı taraf adına oluşumunun illetten yoksun olduğu, bu nedenle yolsuz  tescil  niteliğinde bulunduğu iddiasına dayalı olduğu T.M.K."nun 1024 ve 1025.maddesi hükmü uyarınca bu tür davaların davacıların mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği kuşkusuzdur.
    Hemen  belirtilmelidir ki, davalı ve bir kısım mirasçılar  tarafından açılan Konya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/1083 E. 2005/225 K. sayılı davada A. G.mirasçılarının tamamının taraf  gösterilmedikleri  sabittir. Kayıt maliklerinin tamamı davada yer  almadıklarına göre elde edilen hükmün bu kişileri  bağlamayacağı açıktır.
    O halde, davacılar  bakımından böylesi bir karara dayalı olarak yapılan cebri satışın ve buna bağlı tescilinin hukuki dayanağının olmadığı, bir başka deyişle ortada yolsuz  tescil niteliği taşıyan bir temlik bulunduğu da açıktır.
    Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda davanın kabulüne  karar  verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu şekilde karar  verilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların, temyiz  itirazları  yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.03.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

    Hemen Ara