Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden miras bırakana ait 2 parsel sayılı taşınmaza davalıların hafriyat dökmek ve buna izin vermek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı,davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı belediye aleyhine açılan davanın HUMK nun 409. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, davalılar F.ve Z. aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, diğer davalı M. hakkındaki davanın ise kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir
Karar, davacılar ve bir kısım davalılar vekillerince tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.3.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat N.Ö.geldi, davetiye tebliğine rağmen yine temyiz eden vekili avukat ile temyiz edilen vekili avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, komşu 3 parsel sayılı taşınmazın dava dışı şirket adına kayıtlı olduğu gerekçesi ile davalılar F.ve Z. S.hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalı Mahmut hakkındaki davanın ise kanıtlanamadığı gerekçesi ile esastan reddine, davalı Belediye yönünden HUMK nun 409. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıların miras bırakanına ait olduğu, gerek dava öncesinde 3091 Sayılı Yasa uyarınca yapılan tahkikat sırasında elde edilen veriler ve gerekse mahkemece yapılan keşif neticesinde, davacıların irsen maliki olduğu taşınmaz üzerinde toprak, taş gibi hafriyatın bulunduğu sabittir.
Mahkemece, anılan hafriyatın kimin tarafından döküldüğü, davalıların bu husus ile ilgili bir sorumlulukları olup olmadığı yönünde yeterli bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiştir.
Hal böyle olunca; taşınmaz üzerinde bulunan hafriyat ile davalıların bir ilgisinin bulunup bulunmadığı yönünden 3091 Sayılı Yasa gereğince düzenlenen idari tahkikat dosyasıda gözetilerek bir değerlendirme yapılması gerekirken, eksik inceleme ile yetinilmek suretiyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmadığı gibi; kabule görede idari tahkikat dosyasında davalılardan Mahmut"un taşınmaza hafriyat döktüğü kabul edildiği halde bunun hakkındaki davanın subut bulmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş olmasıda isabetli değildir.
Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacı vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenden alınmasına, 11.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.