Esas No: 2011/1407
Karar No: 2011/2744
Karar Tarihi: 10.03.2011
Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal Tescil - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1407 Esas 2011/2744 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, muris muvazaası sebebiyle tapu iptal ve tescili, ayrıca muhdesatın aidiyetinin tespiti ve alacak isteği. Mahkeme, yapılan temliklerin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu belirleyerek tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verdi. Ancak, miras payları oranında tescile karar verilmesi gerekirken, ölümle şahsiyetin son bulacağı gözetilmeksizin miras bırakan adına sicil oluşturulacak şekilde tescil hükmü kurulduğu için bu yanlış bir karar oldu. Ayrıca, karşı dava bakımından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiği halde davanın reddine karar verilmesi de yanlış bir karardır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 28. maddesi ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 185. ve 428. maddeleri detaylı olarak açıklanmalıdır.
1. Hukuk Dairesi 2011/1407 E., 2011/2744 K.
1. Hukuk Dairesi 2011/1407 E., 2011/2744 K.
- MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTAL TESCİL
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 28 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 185 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakana ait 418 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının 20.12.1999 tarihinde davalı M…
….. G…
….."a ondan da 08.12.2000 tarihinde diğer davalı M... K..."a satış suretiyle temlik edildiğini, ancak yapılan temliklerin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve miras bırakan adına tescil, olmazsa tenkis isteklerinde bulunmuşlar; karşı davaya yönelik olarak da karşı davanın süresinde açılmadığını ve taşınmaz üzerindeki binanın miras bırakan tarafından yaptırıldığını belirterek, karşı davanın reddini savunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini bavunmuşlar,davalı (karşı davacı) M…
….. K…
…… karşı davasında, çekişmeli taşınmaz üzerindeki binayı kendisinin yaptırdığından bahisle muhtesatın aidiyetinin tespiti ve alacak isteklerinde bulunmuşsa da billlahare karşı davaya ilişkin taleplerini atiye bırakmıştır.
Mahkemece, muvazaa olgusu sabit görülerek davalı M…
….. K…
….. yönünden davanın kabulüne, davalı M... G... aleyhinde açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, süresi içinde açılmayan karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S…
….. T…
….."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
"Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis; karşı dava ise, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve alacak isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davalı M…
….. G…
….. aleyhinde açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı M…
….. K…
….. yönünden davanın kabulüne ve süresi içinde açılmayan karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan deliller ile miras bırakanın çekişme konusu 418 ada 7 parsel sayılı taşınmazının ½ payını 20.12.1999 tarihinde ve satış şeklinde davalı M…
….. G…
….."a temlik ettiği, adı geçen davalının da taşınmazdaki anılan ½ payı murisin oğlu olan diğer davalı M…
….. K…
….."a 08.12.2000 tarihinde aynı yolla devrettiği; mahkemece, yapılan bu temliki işlemlerin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak; mirasçılar adına miras payları oranında tescile karar verilmesi gerekirken, Türk Medeni Yasasının 28.maddesi uyarınca ölümle şahsiyetin son bulacağı gözetilmeksizin miras bırakan (ölü kişi) adına sicil oluşturulacak şekilde tescil hükmü kurulmuş olması doğru olmadığı gibi davalı M…
….. G…
….. aleyhindeki dava pasif husumet yokluğundan reddedildiğine ve anılan kişi yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, adı geçen davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri gereğince avukatlık parası tayin ve takdiri gerekirken bu konuda hüküm kurulmamış olması doğru değildir
Öte yandan,asıl davanın davalısı M…
….. K…
….. 08.02.2010 tarihinde muhtesatın aidiyetinin tespiti ve alacak isteğiyle karşı dava açmış ancak karşı davacı vekili 02.03.2010 günlü oturumda karşı davayı atiye bıraktığını bildirmiş ve beyanını imzası ile onaylamıştır.
Bilindiği üzere,HUMK"da davanın atiye bırakılması şeklinde bir müessese yoktur. Bu davayı takipten sarfınazar etmektedir. Anılan yasanın 185/1. Maddesine göre " davacı davalının rızası olmaksızın davasını takipten sarfınazar edemez. Davasını geri alan davacı bununla talep sonucundan (hakkın özünden) feragat etmemekte sadece davasını geri almakta ve onu ilerde tekrar açıbilme hakkını saklı tutmaktadır.
Somut olayda, karşı davacının davasını atiye bıraktığı oturumda davalılar vekili de hazır olduğu halde bu duruma açıkça karşı koymamıştır.
Hal böyle olunca, karşı dava bakımından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken karşı davacı aleyhine hüküm doğuracak şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.