Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, babası A. ve zihinsel özürlü kardeşi T.’ın vasisi olduğunu, davalının babası ve kardeşinin bakımını üstlendiğini, babasının ehliyetsiz olmasından yararlanarak ve onu kandırarak 13604 parsel B blok,4. kat 22 nolu bağımsız bölümünü devir aldığını ileri sürerek, hile ve ehliyetsizlik nedeniyle tapunun iptali ile babası A. adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davacının yargılama esnasında ölümü üzerine diğer mirasçısı oğlu T.davaya dahil edilmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre davacının akit tarihinde ehliyetsiz olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle tapunun iptali ile ölü davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, hile ve ehliyetsizlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davacıların miras bırakanının ehliyetsiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras bırakanın, mirasçıları adına miras payları oranında tescile hükmedilmesi gerekirken doğru sicil oluşturma ilkesi gözardı edilerek Türk Medeni Yasası’nın 28. maddesi gereğince ölümle şahsiyeti (hukuki varlığı) son bulan ölü kişi adına kayıt oluşturacak biçimde muris adına tescile karar verilmiş olması doğru değildir.
Hal böyle olunca, davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.