Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, Güdül Belediyesi tarafından yapılan imar uygulaması sonucu 119 ada 7 parsel sayılı taşınmazın adına tescil edildiğini, 124 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına tescil edildiğini, 4 yıl sonra davalı tarafından Belediyeye yapılan itiraz sonucu herhangi bir gerekçe ortaya konulmadan 119 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı adına, 120 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ise kendisi adına tescil edildiğini, bu işlemin Ankara 12. İdare Mahkemesinin 2005 / 181 Esas, 2007 / 144 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini ancak davalı tarafından taşınmaza inşaat yapıldığını ileri sürerek 119 ada 7 parselin tapusunun iptali ile adına tescili, davalı tarafından yapılan haksız inşaatın yıkımı isteklerinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuş, karşılık davasında taşınmaza yaptığı binanın arsa değerinden fazla olduğunu belirterek TMK’nun 724. maddesi gereğince temliken tescil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, iptal kararı gereğince Belediye tarafından geriye dönüş işleminin yapıldığı, eski kadastral parselde tarafların paydaş oldukları, davalının paydaşı olduğu taşınmaza bina yaptığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava son imar uygulamasının iptali ile bir önceki uygulamaya göre iptal ve tescil, elatmanın önlenmesi, yıkım birleşen dava TMK’nun 724.md.ne dayalı tapu iptal tescil isteklerine ilişkin olup mahkemece her iki davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, öncesinde davacı 249 sayılı kadastral parselde, davalı ise 4281 sayılı kadastral parselde paydaş iken 1999 tarihinde belediyece 3194 sayılı yasanın 18. maddesi uyarınca imar şuyulandırması yapıldığı, 119 ada 7 parselin davacıya, 120 ada 14 parselin davalıya verildiği,itiraz üzerine 2004 yılında alınan Encümen Kararı ile bu kez davacıya ait 119 ada 16 parselin davalıya , davacıya da başka bir yer verildiği, davacının bunun üzerine idari yargı yerinde 2. uygulamanın iptali için dava açtığı, Ankara 12. İdare Mahkemesinin 22.02.2007 gün 2005 / 181 Esas, 2007 / 144 Karar dosyasında yargılama devam ederken davalı tarafından 06.06.2005 tarihli ruhsat ve aplikasyon çerçevesinde davalı adına oluşan imar parseline eldeki davada yıkımı istenen binanın yapıldığı, daha sonra da Belediye Encümen kararının yukarıda değinilen İdare Mahkemesi kararı ile iptal edilmesi üzerine 28.07.2009 gün 14 sayılı Encümen Kararı gereğince kadastral parsellerin ihyasına karar verilerek yeniden kadastral parsellerin tescil edildiği, böylece davalının yaptığı binanın davacının paydaşı bulunduğu kadastral parsele taşkın duruma geldiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere TMK’nun 724. md.ne göre açılan bir davanın kabul edilebilmesi yapı sahibinin iyiniyetli olması öncül koşuluna bağlı olup, iyiniyetli olduğunun anlaşılması durumunda ise yıkımın aşırı zarar doğurup doğurmayacağı ve ifrazın mümkün olup olmadığının belirlenmesini zorunlu kılar. Davacının açtığı elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının haklı olup olmadığı diğer bir deyişle kabulüne karar verilip verilmeyeceği, keza yapı sahibinin temliken tescil isteğinin sonucuna bağlıdır.
O halde, mahkemece gerek İdari Yargıda açılan dava gerekse davalının aldığı ruhsat ve diğer delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle temlik davacısının iyiniyetli olup olmadığının ve temliken tescil koşullarının oluşup oluşmadığının açıkça belirlenmesi ve asıl davanın buna göre karara bağlanması zorunludur.
Kabule göre de kadastral parsellerin idari yoldan ihya edilmesi nedeniyle iptal ve tescil davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken reddi doğru değildir.
Hal böyle olunca, tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,10.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.