Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1539 Esas 2011/2647 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1539
Karar No: 2011/2647
Karar Tarihi: 09.03.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1539 Esas 2011/2647 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme kararı, davacı Hazine'nin, imar uygulamasına alınan taşınmazın park alanında bırakıldığını ve idari işlemin iptal edildiğini ileri sürerek, imar öncesi duruma dönülmesini veya zararının tazmin edilmesini istemesi üzerine verilmiştir. Ancak mahkeme bu isteği reddetmiştir çünkü taşınmazın imar uygulamasının park alanı olarak belirlenmesi İdari Yargıda iptal edilmiştir ve taşınmazın yeşil alan olarak kalmasının sonucu üzerinde etkisi yoktur. Kararda, imar uygulamalarının idari karara dayandığı ve bu tür davalarda kayıtların oluşumuna esas alınan idari kararın değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması sonucunu doğuracağından, idari karar idari yargı yerinde ortadan kaldırılmadıkça genel yargıda tapu sicilindeki gerekli düzeltmenin yapılamayacağı belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, 6785 Sayılı İmar Yasası'nın 42., 3194 Sayılı İmar Yasası'nın 18. ve 2981 Sayılı Yasa'nın 3290 Sayılı Yasa ile değişik 10/C maddeleri ve imar kanunları ile yapılan parselasyon işlemlerinin gerekse imar affı yasalarında öngörülen imar ıslah çalışmalarının bir idari karara dayandığı vurgulanmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2011/1539 E.  ,  2011/2647 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/05/2010
    NUMARASI : 2008/290-2010/315

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine; 847 parsel sayılı taşınmazının imar uygulamasına alındığını ve park alanında bırakıldığını, ancak idari işlemin İdari Yargıda iptal edildiğini ileri sürerek imar öncesi duruma dönülmesini, aksi takdirde zararının tazminini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın imar uygulamasında park alanında kaldığı, bu vasıftaki taşınmazın eski hale getirilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, imar öncesi durumun ihyası isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli 847(2) parsel sayılı taşınmazın ihdas suretiyle Hazine adına sicile kayıtlandığı, sonradan çeşitli imar uygulamalarına konu edildiği anlaşılmaktadır.
    Davacı Hazine, imar uygulamalarının İdari Yargıda iptal edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Mahkemece, taşınmazın park alanında bırakılıp sicilden terkin edildiği, ihyasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, yürürlükten kalkmış bulunan 6785 Sayılı İmar Yasası"nın 42., daha sonra yürürlüğe girmiş olan 3194 Sayılı İmar Yasası"nın l8. maddesine göre belediyeler, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların planlarının fen, sağlık ve çevre koşullarına uygun biçimde oluşturulmasını sağlamak amacıyla imar sınırı içerisinde bulunan binalı ve binasız arsa ve arazileri maliklerinin veya diğer hak sahiplerinin olurlarını aramaksızın, hamur kuralını uygulamak suretiyle birbirleriyle, yol fazlası ile kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, bağımsız paylı veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya, resen tapu işlemlerini yapmaya yetkilidir. 298l Sayılı Yasa"nın 3290 Sayılı Yasa ile değişik 10/C maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir. Gerek imar kanunları ile yapılan parselasyon işlemlerinin gerekse imar affı yasalarında öngörülen imar ıslah çalışmalarının bir idari karara dayandığı kuşkusuzdur. İdari karara yönelik davaların inceleme yeri de idari yargıdır.
    O halde bu tür uygulamalarla oluşan kayıtlarının iptali isteğiyle açılan davalar, kayıtların oluşumuna esas alınan, diğer bir söyleyişle tapu kaydının illeti ve sebebi sayılan idari kararın değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması sonucunu doğuracağından, idari karar idari yargı yerinde ortadan kaldırılmadıkça genel yargıda tapu sicilindeki gerekli düzeltmenin yapılabilmesi mümkün değildir.
    Somut olayda, ihyası istenen 847(2) sayılı kök parselinin imar uygulaması ile vasfı değiştirip yeşil alana ayrılmış ve taşınmaz sicil dışı bırakılmış olsa dahi, imar işleminin İdari Yargıda iptal edilmesiyle, işlemin kapsadığı tüm uygulamalar iptal edilmiş sayılacağından, taşınmazın yeşil alanda kalmasının sonuca bir etkisi yoktur.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler de gözetilmek suretiyle işin esasının değerlendirilmesi ve bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
    Hazinenin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara