Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1457 Esas 2011/2581 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1457
Karar No: 2011/2581

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1457 Esas 2011/2581 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, paydaşı olduğu taşınmaza komşu parsel malikleri tarafından yapılan taşkın ve duvar müdahalesi ile imara aykırı pencere açılması nedeniyle elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinde bulunmuştur. Mahkeme, davacının paydaşı olduğu taşınmazda haklı neden olmadan yapılan müdahalelerin keşfi nedeniyle davalı G. hakkındaki davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar ve dahili davalı hakkındaki davanın reddine karar vermiştir. Ancak, yapılan araştırmanın yetersiz olduğu ve taşkınlığın imar uygulaması ile oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle davalıların temyiz itirazı kabul edilerek karar bozulmuştur. 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi; ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arazi arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapıların, üzerinde bulundukları yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceğini öngörmektedir. Ayrıca, taşınmazın sahibinin tasarruf yetkisi özel yasalarla kısıtlanmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2011/1457 E.  ,  2011/2581 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MALATYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/12/2007
    NUMARASI : 2006/84-2007/481

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, paydaşı olduğu 15 parsel sayılı taşınmaza, komşu parsel maliklerince taşkın yapılanmak ve duvar yapılmak  suretiyle müdahale edildiğini, ayrıca imara aykırı olarak pencere açıldığını ileri  sürerek, elatmanın  önlenmesine ve yıkıma karar  verilmesini istemiştir.
    Davalılar  ve dahili davalı Kayyım  vekili davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacının paydaşı olduğu taşınmaza, haklı ve geçerli neden bulunmaksızın yapılanmak suretiyle müdahale edildiğinin keşfen saptandığı gerekçesiyle davalı G. hakkındaki davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar ve dahili davalı hakkındaki davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 15 parsel sayılı taşınmazda davacının paydaş olduğu, bir kısım davalıların paydaşı olduğu taşınmazın ise 2981 Sayılı Yasanın 10/c maddesi uygulanması ile oluştuğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak  tasarruf  hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus, M.K."nun 684.maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ne varki,  yürürlükten kalkmış olan 6785 Sayılı Yasanın 1605 Sayılı Yasa ile değişik  42/c ve halen yürürlükte  bulunan 3194  Sayılı İmar Yasasının 18.maddelerinde özel hükümler getirilmek  suretiyle ayrılmaz  parça (mütemmim cüz)  olan yapı ile arz  arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı  durumlarda yapı, üzerinde  bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece,  yapıların bedelleri ilgili parsel  sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya  aralarında bu yönede bir anlaşma yapılmadığı ya da ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürce bu yapıların  ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat  kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz  parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde  tasarruf etme gücü özel  yasa ile kısıtlanmıştır.
    2981 Sayılı Yasanın 3290 Sayılı Yasa ile değişik  10/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir  hakka dayanarak  üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz)  niteliğinde yapı inşaa etmiş  imar  uygulaması sonucu bu yer davacıya ait  imar  parseli içerisinde kalmış  ise, kendi  arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan  bir  durum söz konusu olduğundan kusurlu  sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibinin koruma zorunluluğunu duymuştur.
    Ne varki, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
    Hal böyle olunca, çekişme  konusu taşınmazdaki  taşkınlığın imar  uygulaması ile oluşup oluşmadığının yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda duraksamaya yer  bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl  olacak sonuca göre karar  verilmesi gerekirken  değinilen hususlar  üzerinde durulmaksızın eksik  inceleme ile yazılı şekilde karar  verilmiş olması  doğru değildir.
    Davalıların, temyiz  itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,  alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  07.03.2011  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

     

     


     

    Hemen Ara