Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, ortak miras bırakanları M.S.’ın kayden malik olduğu 281 ada, 4 parseldeki ½ payının ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini ancak alınan mirasçılık belgesinde kendisinin ketmedilerek adına intikal etmesi gereken payla birlikte ½ payın davalı M. Ş.’a satış yoluyla temlik edildiğini ileri sürerek çekişmeli payın iptali ile Sulh Hukuk Mahkemesinin 10/03/2010 tarih, 2009/394 Esas, 185 Karar sayılı mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın hileye dayandığını, hukuki işlemde taraf olmayan kişiye karşı hile iddiasında bulunulamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; çekişmeli 281 ada, 4 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payın iptali ile Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/394 Esas, 2010/185 Karar sayılı mirasçılık belgesi doğrultusunda davacı ile davalılar adına mirasçılık belgesinde belirlenen payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; ketm-i verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece; tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına tescile karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 281 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın ½ payında davalılarla birlikte irsen maliki olduğu halde mirasbırakanın ölümü neticesinde ketmedilerek davalıların taşınmazı intikal ettirdikleri ve devamında da paylarını davalı M.Ş.a satış yoluyla temlik ettikleri, işlemin dayanağı mirasçılık belgesinin hasımlı olarak açılan dava sonunda iptal edilerek elde edilen Bucak Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/394 Esas, 2010/185 sayılı veraset ilamına göre davacının da mirasçılığına karar verildiği ve böylece ketm-i verese olgusu sabit görülerek davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Ketm-i verese olgusu sabit olduğuna göre davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ancak davacı dava dilekçesinde; tapu iptal ve mirasçılar adına tescil isteğinde bulunmuş ise de yukarıda değinildiği gibi diğer mirasçılar serbest iradeleri ile paylarını davalıya aktardıklarına göre bu payların davalılar üzerinde bırakılması gerekirken bu paylarında kabul kapsamına alınarak yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
O halde yapılması gereken iş davacının miras payı oranında iptal ve tescil isteğinin kabulüne, fazla isteğin ise reddi yönünde hüküm kurmaktan ibarettir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK’nu 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.