Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2175 Esas 2011/2559 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2175
Karar No: 2011/2559

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2175 Esas 2011/2559 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, paydaşı olduğu taşınmaza sınır komşusu davalıların taşkın yapılaşmak ve ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın, davalı E.S. bakımından kabulüne, diğer davalılar bakımından reddine karar verilmiştir. Ancak fenni bilirkişi krokisinde 18 parselde (A) harfi ile gösterilen bölüm bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı temyiz itirazlarında, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulduğunu belirterek davalı A.C. hakkındaki davanın kabulüyle (B) harfi ile gösterilen muhdesat bölümüne mutlak surette ve kaim bedel ödenmeksizin elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Kabul edilen temyiz itirazları sonrası hüküm bozularak yeniden değerlendirilecektir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu Madde 724, 3194 Sayılı Yasa Madde 18, 3402 Sayılı Yasa Madde 19.
1. Hukuk Dairesi         2011/2175 E.  ,  2011/2559 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AKSARAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 14/01/2010
    NUMARASI : 2009/366-2010/12

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, paydaşı olduğu 25 parsel sayılı taşınmaza, sınır komşusu davalıların taşkın yapılaşmak ve ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur
    Davalı Eyyup S.S. iyiniyetli olduğunu, bina, ahır ve ihata duvarının 20 yıldan fazla süre önce yapıldığını, dava tarihine kadar ihtilaflarının olmadığını, tecavüz varsa T.M.K.’nun 724. maddesi uyarınca iptal tescili konusunda dava açacaklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalılar ise; belediyenin haksız işlemleri sonucu davacının paydaş olduğu taşınmaz sınırlarında genişleme olduğunu, ev ve müştemilatını tapulu taşınmazlarına 15 yıl önce yaptıklarını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır. 
    Mahkemece; davanın E.S. s.bakımından kabulüne, diğer davalılar bakımından reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili ve davalı E. S.S.vekili süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi İ. A.’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Davacı, maliki olduğu 25 sayılı kadastral parsele vaki taşkın inşaatın yıkımı suretiyle elatmanın önlenmesini istemiştir.
    Mahkemece, fenni bilirkişi krokisinde 18 parselde (A) harfi ile gösterilen bölüm bakımından davanın kabulüne diğer  parseller bakımından ise davanın reddine karar  verilmiş, hüküm taraflarca temyiz  edilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 18 sayılı kadastral parselin Z. S.ve M. D. adına kayıtlı iken imarla 6239 parsele gittiği ve aynı malikler  tarafından  satışı suretiyle E. S. Sa. intikall ettiği, 17 sayılı kadastral parselin kadastroda tapulama ile H.Y.adına kayıtlandığı ve  3402 Sayılı Yasanın 19.maddesi uyarınca üzerindeki binanın A. C.a ait olduğunun şerh edildiği, mahkeme kararından sonra A.C., Ş.K. ve H.Y.a satıldığı, "imar uygulaması sonucu" 6238 parselin A. C.ve Ş.K.adına kayıtlandığı, anılan muhdesatın bu parsel içinde kaldığı, bu bölümün fenni bilirkişi raporunda B harfi ile gösterildiği, C ve D harfi ile gösterilen yerlerin dava dışı kişilere ait olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, imar uygulamasından önce de davacı  parseline taşkın yapıldığı anlaşılan A harfi ile işaretli bölümü yönünden elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar  verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılardan  E. S.i S.n temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davacının, temyiz itirazlarına gelince;
    Yukarıda da ifade edildiği üzere davalı A.C. kadastrodan önce muhdesatını yapmış, davacı taşınmazına taşkın biçimde inşa etmiş ve kadastroda lehine muhdesat şerhi konulmuştur. Muhdesatın yıkımı istenen bölümünün 3194 Sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca  yapılan imar uygulaması ile taşkın duruma gelmediği dosya kapsamı ile sabittir.
    Hal böyle olunca, davalı A. C. hakkındaki davanın kabulüyle (B) harfi ile gösterilen muhdesat bölümüne mutlak suretle ve kaim bedel  ödenmeksizin elatmanın önlenmesine karar  verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   07.03.2011  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     


     

    Hemen Ara