Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2091 Esas 2011/2551 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2091
Karar No: 2011/2551
Karar Tarihi: 07.03.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2091 Esas 2011/2551 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Hazine, davalının kayden malik olduğu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ve devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmın tapu kaydının iptal, terkini, elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir. Mahkeme hak düşürücü süre dolayısıyla davayı reddetmiştir. Ancak daha sonradan yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği hükmü getirilmiştir. Bu sebeple davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık ücreti tayin edilip edilemeyeceği hususu değerlendirilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Kanun maddeleri: 5841 Sayılı Yasa, 3402 Sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi, 6099 Sayılı Yasa'nın 16.maddesi, HUMK'nun 428.maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2011/2091 E.  ,  2011/2551 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : TUZLA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/11/2009
    NUMARASI : 2009/26-2009/24

    Taraflar arasında görülen davada;                                                                                             
    Davacı Hazine, davalının kayden malik olduğu çekişmeli 3954 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmın tapu kaydının iptal, terkini, elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesine eklenen 3. fıkra 2 ve 3. cümle ve geçici 10. maddedeki düzenlemeler karşısında 10 yıllık hak düşürücü sürenin hazine yönünden dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.                         
    Karar, davacı Hazine tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.10.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A.A.ile  temyiz edilen vd. Vekili Avukat S.T.geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten de, kadastro tespit tarihi ile dava tarihi arasında 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasa"nın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği saptanarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı Hazinenin öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Diğer taraftan, karardan sonra yürürlüğe giren 11.01.2011 tarih ve 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle 3402 Sayılı Yasaya ilave edilen 36/A maddesinde; “... yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği...” hükmünün getirilmiş olması karşısında, yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılması da doğrudur.
    Öte yandan; kural olarak davacının davasında haksız çıkmış olması halinde, davalı lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti tayini gerekeceği açıktır.
    Ne var ki, genel kuralın istisnası olarak hak düşürücü sürenin hukuki niteliği, yerleşik Yargıtay kararları ve yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği hususları birlikte gözetilerek, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık ücreti tayin edilip edilemeyeceğinin değerlendirilerek gerekçelendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır.              
    Davacı Hazinenin, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

     

     

     

     


     

    Hemen Ara