Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/11706 Esas 2011/2546 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/11706
Karar No: 2011/2546
Karar Tarihi: 04.3.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/11706 Esas 2011/2546 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, maliki olduğu bir taşınmazda davalının haksız olarak üçüncü katta kalan bir daireyi kullanmakta olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Davalı ise taşınmazı davacıdan harici sözleşme ile satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, kayda göre taşınmaza davalının geçersiz sözleşmeye dayalı olarak müdahale ettiğini ancak iyiniyetli olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne hükmetmiştir. Karar, temyiz edilmiş ve temyiz itirazları kabul edilerek hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir. Davada bahsi geçen kanun maddeleri Borçlar Kanunu'nun 299. ve 304. maddeleri ile Türk Medeni Kanunu'nun 994. maddesidir.
1. Hukuk Dairesi         2010/11706 E.  ,  2011/2546 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/11/2009
    NUMARASI : 2007/887-2009/784

    Taraflar arasında görülen davada; 
    Davacı, maliki olduğu 19 parsel sayılı taşınmaza yaptığı binanın üçüncü katındaki 3 nolu daireye davalının yedi yıldır haksız olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, taşınmazı davacıdan harici sözleşme ile satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise; taşınmaza faydalı ve zaruri masraflar yaptığını ileri sürerek tazminat isteğinde bulunmuştur.
    Mahkemece,  kayden davacıya ait taşınmaza davalının geçersiz sözleşmeye dayalı olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiği, ancak davalının iyiniyetli olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.                                                                                          
     Karar, taraf vekillerince süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 04.3.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat F.Ö.geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen ve katılma yolu ile temyiz eden vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, davalı tarafından ikame olunan karşı dava ise taşınmazı haricen satın alması nedeniyle faydalı ve zaruri giderler ile ödenen harici satış bedelinin tahsili isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, asıl davadaki elatmanın önlenmesi isteğinin belirlenen faydalı ve zaruri giderlere ilave edilen ödenen harici satış bedeli üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanınmak suretiyle kabulüne, davalının fuzuli şagil olmadığı benimsenerek ecrimisil isteğinin reddine; keza karşı davanın da yukarıda değinildiği gibi faydalı ve zorunlu giderlere ilave edilen harici satış bedelinin tahsili ile davacıdan (karşı davalı) alınarak davalıya (karşı davacı) ödenmesine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davalının çekişme konusu taşınmazda 2000 yılından dava tarihine kadar nizasız ve fasılasız oturduğu anlaşılmaktadır. Davalının uzun süredir taşınmazı kullanmasına karşı çıkılmamış olması tarafların arasında Borçlar Kanununun 299. maddesinde öngörülen şifahi olarak ariyet aktinin gerçekleştiği şeklinde kabul edilmeli ve aynı yasanın 304. maddesi uyarınca davalının kullanım süresi gözetildiğinde taraflar arasında oluşturulan ariyetin süresiz olduğu kabul edilerek dava açılmakla aktin feshedildiği, başka bir ifade ile davalı tarafa herhangi bir ihtar çekilmemesi ve ikaz edilmemesi durumunu davalının taşınmazı muvafakata dayalı olarak kullandığı ve dava açılmakla muvafakata son verildiği şeklinde değerlendirilmesi gerektiği gözetildiğinde davalının taşınmazda fuzuli şagil olarak kabul etmek olanaksızdır.
    Öyleyse, kötüniyetli zilyedin (fuzuli Şagilin) taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil isteğinin mahkemece reddedilmiş olması doğrudur.
    O halde, davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Ancak, davalının taşınmazda bilirkişi raporunda belirtilen şekilde bir takım iyileştirmelerde bulunarak faydalı ve zaruri giderler yaptığı sabittir. O halde mahkemece TMK nun 994. maddesi hükmü uyarınca elatmanın önlenmesi isteğinin bilirkişi raporunda belirtilen değerler üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanınmak suretiyle kabul edilmiş olmasıda isabetlidir.
    Ne varki; asıl davada bir taraftan belirlenen değer üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanırken, öbür taraftan karşı dava ile de bilirkişi raporunda öngörülen değerin davacıdan alınarak davalıya verilmesi şeklinde hüküm kurulmasının doğru olduğu söylenemez.
    Hal böyle olunca; mahkemece yapılacak iş, belirlenen değer üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesi isteği kabul edildiğine göre, karşı dava bakımından  isteğin bu sebeple konusuz kaldığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmadığı gibi, ecrimisil isteği reddedildiğine göre davada vekille temsil edilen davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir.
    Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden tarafların vekilleri için 825.00."er-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp, birbirlerine verilmesine, 04.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Hemen Ara