Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1151 Esas 2011/2372 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1151
Karar No: 2011/2372
Karar Tarihi: 03.03.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1151 Esas 2011/2372 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, dava konusu taşınmazda paydaş olduğunu ancak davalılar tarafından kullanımına izin verilmediğini ve ecrimisil isteğinde bulunarak elatmalarının önlenmesini talep etti. Mahkeme, davalıların taşınmazı haksız olarak kullandıkları gerekçesiyle ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verdi. Ancak, kararda hüküm sonucunun açık ve net şekilde belirtilmemiş olduğu ve usul ve yasaya uygun düşmediği gerekçesiyle tarafların temyiz itirazları yerinde bulundu. Karar, HUMK'nın 318/2, 381, 388 ve 389. maddeleriyle açıklanan yasal hükümlere uygun şekilde yazılması gerektiğine dikkat çekildi. Hüküm sonucu kısmında isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında gösterilmesi gerektiği belirtildi. Hükmün açıklanan gerekçeyle bozulması ve peşin harcın geri verilmesi kararlaştırıldı. Kanun maddeleri: HUMK'nın 318/2, 381, 388 ve 389. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2011/1151 E.  ,  2011/2372 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DÖRTYOL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/01/2010
    NUMARASI : 2008/462-2010/30

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, dava konusu 44 ada 6 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, taşınmazın davalılar tarafından kullanıldığını, payını kullanmasına izin verilmediğini ileri sürerek elatmalarının önlenmesi ile ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.
    Davalılar, davaya karşı beyanda bulunmuşlardır.
    Mahkemece, davalıların taşınmazı haksız olarak kullandıkları gerekçesiyle ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, mahkeme, zorunlu nedenlerle kararını gerekçesi ile birlikte yazmadan, yalnız hüküm sonucunu tefhim etmekle yetinebilir.Bu halde de tefhim edilen hüküm sonucunun açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde duruşma tutanağına geçirilmesi ve okunması gerekir.(HUMK.318/2,388 maddesi son fıkra) Bu şekilde, tefhim edilen hüküm sonucuna kısa karar denir. Kısa karar hüküm fıkrası niteliğinde olduğu için, kısa kararın tefhimi ile hüküm hukuki varlık kazanır. Diğer yandan mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı HUMK.’nun 388.maddesinde de belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında birer birer duraksamaya yer bırakmayacak biçimde gösterilmesi gerekir. Aynı kural HUMK.’nun 389.maddesinde de benimsenmiştir.Keza HUMK.’nun 381.maddesinde ( kararın tefhimi en az 388.maddesi hükmünde belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur.) düzenlenmesine yer verilmiştir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği olup, aksi halin yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratacağında kuşku yoktur.Bir başka ifadeyle kamu düzeni ve barışın tehlikeye düşeceği açıktır.(Prof.Dr.Baki Kuru, HM. Usulü adlı eseri, 2001 baskılı sh.2952, 2953 )
    Öyleyse, somut olay yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, mahkemece ittihaz olunan kısa kararın usul ve yasaya uygun düştüğü söylenemez.
    O halde, tarafların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.’ nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 03.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

     

     

     

    Hemen Ara