Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakan A.K."nın üç parça taşınmazını, miras bırakan H.K.nın ise bir parça taşınmazını satış gibi göstererek davalı oğluna tapuda devrettiklerini, miras bırakanların gerçek amaçlarının mirasçılardan mal kaçırmak olup, temliklerin muvazaalı olduğunu, bir kısım mirasçılar tarafından dava konusu yapılan taşınmazlarla ilgili açılan ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen mahkeme kararında muvazaa iddiasının varlığının kabul edildiğini ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptal ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı, muvazaa iddiasının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 724 ve 20 parseller yönünden açılan davanın ispat edilememesi sebebi ile reddine, diğer taşınmazlar yönünden temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 724 ve 20 parsel yönünden davanın reddine, 703 ve 1182 parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, miras bırakan babası A.K."nın 1182 ve 703 parsel sayılı taşınmazlarını satış suretiyle, 236 ada 20 parsel sayılı taşınmazdaki payını ise 24.05.1982 tarihinde ölünceye kadar bakım akti ile, miras bırakan annesi H.K."nın da 724 parsel sayılı taşınmazını 17.04.1986 tarihinde satış suretiyle davalı oğullarına temlik ettiklerini, murislerinin gerçek amacının mirastan mal kaçırmak olup, temliklerin muvazaalı olduğunu, aynı hususlarda bir kısım mirasçılar tarafından Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/135 Esas, 1998/120 Karar sayılı dosyasında verilen ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen dosyada muvazaanın varlığının kabul edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece, dava konusu 20 parsel yönünden miras bırakan A.K.nın bakıma ihtiyacı bulunduğu ve davalının sözleşmeden kaynaklanan bakım görevini yerine getirdiği, temliki işlemin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, muris H.K.dan davalıya satış yolu ile intikal eden 724 parsel"in ise muvazaalı temlik edildiğinin ispat edilemediği benimsenerek bu parseller yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacının, kabul kapsamına alınan 703 ve 1182 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili temyiz itirazlarına gelince; anılan taşınmazların tamamı muris tarafından davalıya muvazaalı olarak temlik edildiği halde, aynı iddialarla ve aynı taşınmazlarla ilgili olarak dava dışı bir kısım mirasçılar tarafından Kırklareli Asliye Hukuk Hakimliğinin 1998/135 Esas, 1998/120 Karar sayılı dosyasında açılan ve kesinleşen tapu iptali ve tescil ilamı neticesinde tapu kaydında işlem yapılarak her iki parselde 12/24 payın davalı üzerinde bırakılıp kalan payların davayı kazanan mirasçılara verildiği, daha sonra 703 parselin taksim neticesinde tamamının yeniden davalı adına kaydedildiği anlaşıldığına göre taşınmazların miras bırakandan intikal eden tamamı üzerinden davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 12/24 pay üzerinden iptal ve tescile karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.