Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1484 Esas 2011/2320 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1484
Karar No: 2011/2320

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1484 Esas 2011/2320 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı adına kayıtlı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan 133.43 m2'lik kısmının tapusunun iptali ve muhdesatın yıkımını istemiştir. Mahkeme, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacının temyiz itirazları üzerine yapılan incelemede, 6099 Sayılı Yasa'nın 16. madde ve 3402 Sayılı Yasa'nın 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği ve davalının sorumlu tutulmaması sürecinin uzatıldığı belirlenmiştir. Bu nedenle, usulü kazanılmış hak olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği ve yargılama giderlerinin sorumluluğu irdelenerek, kararın bozulması gerektiği kararlaştırılmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri: 6099 Sayılı Yasa'nın 16. maddesi ve 3402 Sayılı Yasa'nın 36/A maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2011/1484 E.  ,  2011/2320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/10/2010
    NUMARASI : 2009/246-2010/503

    Taraflar arasında görülen davada; 
    Davacı, davalı adına kayıtlı 135 ada 1 parsel sayılı  taşınmazın yaklaşık 133.43 m2"lik kısmının idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek, bu bölümün tapusunun iptali ile üzerindeki muhdesatın yıkımını istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, mahkemece 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Öyleyse, davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Ancak,  temyiz aşamasında 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde;”... Avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği 17.maddesiyle de davalı tarafın sorumlu tutulmaması süreci uzatılarak infaz edilmemiş karar için de geçerli olduğu”hükmü öngörülmüştür.
    O halde, anılan yasal düzenleme gözetilerek, davalı tarafın kararı temyiz etmemesine karşın usulü kazanılmış hak olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durularak gerekçelendirilmesi netice de yargılama giderlerinden ve 29.5.1957 tarih 4/16 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulup tutulmayacağı ayrıca davalı lehine avukatlık ücreti verilip verilmeyeceği irdelenip, değerlendirilmesi için karar bozulmalıdır.
    Açıklanan nedenlerle, davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,  02.03.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara