Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13745 Esas 2011/2296 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/13745
Karar No: 2011/2296

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13745 Esas 2011/2296 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, 2 ve 3 numaralı parsellerin malikiydi ve davalıların izniyle bu parselleri kullandığını ancak daha sonra izni geri aldığını belirterek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemişti. Davalılar ise izinli olarak kullandıklarını savunmuştu. Mahkeme elatmanın önlenmesine ve kısmen ecrimisile karar verdi.
Karar davalılar tarafından temyiz edildi. Tetkik Hakimi raporu okundu ve dosya incelendi. Mahkeme tarafından verilen kararda isabetsizlik yoktu. Ancak, çekişme konusu taşınmazların davalılar tarafından uzun yıllar boyunca kullanıldığı göz önüne alındığında, davacı ile davalılar arasında şifahi olarak ariyet bağıtı kurulduğu kabul edilerek, kullanımın müddetsiz bir akit olarak kabul edilip sözleşmenin feshedildiği düşünülmeliydi. Kullanımın muvafakata dayalı olduğu, ihtarname ile muvafakatin geri alındığı kabul edilmeliydi.
Davalıların fuzuli şagil (haksız işgalci) olarak kabul edilmesi mümkün değildi. Ecrimisil talebi için el atılan yerin değerinin de belirtilmesi gerekiyordu. Harçlar Yasası'na göre, davalıların bu yönlere ilişkin itirazları yerindeydi ve hükmün bozulması gerekiyordu.
Kararda geçen kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 299. ve 304. maddeleri, Harçlar Yasası'nın 16., 30. ve 32. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2010/13745 E.  ,  2011/2296 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : FOÇA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/04/2010
    NUMARASI : 2009/185-2010/66

    Davacı, kayden maliki olduğu 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazları kullanmalarına ilişkin muvafakatını geri almasına karşın davalıların taşınmazları kullanmaya devam ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir.
    Davalılar, davacının muvafakatıyla taşınmazları kullandıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, elatmanın önlenmesine ve kısmen ecrimisile karar verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine  ilişkin olup, mahkemece, kayden davacının maliki olduğu çaplı taşınmazlara,  davalıların,  haklı ve geçerli bir nedenleri olmaksızın el attıkları saptanarak, el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların,  bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine.
    Ancak, mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme sonucuna göre,  çekişme konusu taşınmazları uzun yıllar zarfında davalıların kullandıkları gözetildiğinde, davacı ile davalılar  arasında BK"nun 299. maddesi hükmünde öngörülen şifahi olarak ariyet bağıtı kurulduğunun kabulü gerekir.Kullanımın uzunca bir süre olması sebebiyle müddetsiz bir akit olarak kabul edilerek, aynı Yasanın 304. maddesi uyarıncada davacı tarafından  ihtarname çekilmesiyle sözleşmenin feshedildiği  düşünülmeli, kullanımın muvafakata dayalı olduğu, ihtarname ile muvafakatin geri alındığı kabul edilmelidir.
    O halde, davacı tarafından davalı A.gönderilen  27.5.2009 tarihli  ihtarnamede tanınan tebliğ  tarihten itibaren  15 günlük sürenin bitim tarihine kadar olan süre yönünden, davalıları,  fuzuli şagil ( haksız işgalci) olarak kabul etmek olanaksızdır. Öyleyse, kötüniyetli zilyedin taşınmazı kullanmasından dolayı malikine ödemekle yükümlü bulunduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden davalıların bu süre bakımından sorumlu tutulmasına olanak yoktur.
    Hal böyle olunca,  27.5.2009 tarihli  ihtarnamenin tebliğ edildiği 26.6.2009 tarihinden itibaren, ihtarnamede tanınan 15  günlük sürenin hitam tarihi ecrimisilin başlangıcına esas alınmak suretiyle, dava tarihine kadar ki dönem için  belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, yazılı olduğu  üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Ayrıca, dava dilekçesinde, isteklerden ecrimisil yönünden değer belirtilmiş, fakat el atılan yer yönünden bir değer gösterilmemiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki,  492 sayılı Harçlar Yasasının 16.maddesi hükmü uyarınca, bu istekleri içeren davalarda, harca tabi değerin el atılan yerin keşfen belirlenen değeri ile ecrimisilin toplamından ibaret olacağı, buna görede harcın ikmal edilmesi, aksi takdirde, aynı Yasanın 30. ve 32. maddelerinde öngörülen düzenlemelerin uygulanması gerekeceği hususlarınında göz ardı eldilmesi isabetsizdir.
    O halde, davalılıların, bu yönlere ilişkin olarak temyiz itirazları  yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.03.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara