Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/38 Esas 2011/2021 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/38
Karar No: 2011/2021
Karar Tarihi: 24.02.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/38 Esas 2011/2021 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalılar, miras bırakanın 6 ve 59 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakım karşılığı temlik ettiğini ileri sürerek davacının iddialarını reddetmiştir. Mahkeme, taşınmazların davalılara muvazaalı şekilde temlik edildiği gerekçesiyle davayı kabul etmiştir. Taraflar arasında elbirliği mülkiyeti söz konusu olduğundan, davaya katılmayan mirasçının olurunun alınması veya miras şirketine temsilci atanması gerektiği belirtilmiştir. Hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 701-703 ve 702/2 maddeleri ele alınmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2011/38 E.  ,  2011/2021 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DURAĞAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 24/05/2010
    NUMARASI : 2009/8-2010/40

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakan K.."ın mal kaçırmak amacıyla 6 ve 59 parsel sayılı taşınmazlarını davalılara ölünceye kadar bakma koşuluyla temlik ettiğini, bakım ihtiyacının bulunmadığını, saklı payın ihlal edildiğini ileri sürüp muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile terekeye iadesine, olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazların bakım karşılığı temlike konu edildiğini, bakım görevini yerine getirdiklerini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalılara temlikinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi .raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedeninen dayalı tapu iptali ve terekeye iade, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, miras bırakan K.."ın çekişme konusu 6 parseli seviyen davalılar Ş..ve N.."ya, 59 parseli de davalı F.."ya 20.05.1992 tarihli akitle ölünceye kadar bakma koşuluyla temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, anılan bu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    T.M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    T.M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, nevarki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Somut olayda,elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan mirasçı D.."nün olurunun alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına 24.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara