Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1020 Esas 2011/2019 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1020
Karar No: 2011/2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1020 Esas 2011/2019 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, 3621 sayılı yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğiyle açılmıştır. Davacı Hazine, davalıların adına kayıtlı taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar vermiştir. Davacı Hazine'nin temyiz itirazları reddedilirken, davalıların temyiz itirazları kabul edilmiştir. 6099 sayılı Yasa ile kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemelerinde açılan davada davalı aleyhine vekalet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunamayacağı hükmü derpiş edilmiştir. Bu nedenle yargılama masraflarının değerlendirilmesi gerektiği ve sonucuna göre karar verilmesi için hüküm bozulmuştur. Detaylı kanun maddeleri ise şöyledir: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesine eklenen 36/A maddesi, 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ve 17. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2011/1020 E.  ,  2011/2019 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 26/11/2010
    NUMARASI : 2010/391-2010/562
      
    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, davalılar adına kayıtlı 271 parsel sayılı taşınmazın tamamının kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürüp tapu kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Bir kısım davalılar, dava konusu taşınmazların bulunduğu yer itibariyle Yalova mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalı S..’nin dava tarihinden önce öldüğünü kıyı kenar çizgisinin usulüne uygun olarak tespit edilmediğini belirtip davanın reddini savunmuşlar, davalı M. E., yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.
    Asıl  ve birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesiyle dava tarihi arasında 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazine’nin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak, yapılan uygulama neticesinde dava tarihinde davacı Hazine’nin davasında haklı olduğu gözetilerek, yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden ve maktu harçtan davalı tarafın sorumlu tutulması gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı ve bir kısım davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi  raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.   Asıl ve birleşen dava, 3621 sayılı yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkindir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı hazinenin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davalıların temyiz itirazlarına gelince; temyiz aşamasında 19.1.2011 tarihinde yürürlüğü giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesiyle, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesine eklenen 36/A maddesinde aynen;"kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz" hükmü derpiş edilmiştir. Aynı yasanın 17. maddesiyle de, davalı tarafın sorumlu tutulmaması süreci uzatılarak infaz edilmemiş karar için de geçerli olduğu hükmü öngörülmüştür.Hemen belirtilmelidir  ki,  yürürlüğe  giren  yasa hükmünün  geçmişe  şamil  olarak  uygulanması  örgörüldüğünde  anılan  bu  husus  kazanılmış  hakkın  istisnasını  teşkil  eder.Nitekim  anılan 6099 Sayılı Yasanın  eldeki  davalara  da  uygulanması  gerektiği  gözetildiğinde  somut  olayda  Hazine  yararına  usuli  kazanılmış  bir  haktan  sözetme  olanağı  yoktur.
    Hal böyle olunca; yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilmek suretiyle yargılama masrafları yönünden bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi için  hüküm  bozulmalıdır.
    Davalıların temyiz itirazları yerindir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü  HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan  peşin  harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine, 24.02.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

     

    Hemen Ara