Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakan N.. K."a ait 28 ve 31 parsel sayılı taşınmazları davalı Y..’un, 171 parsel sayılı taşınmazı davalı H. O.’ın ekim yapmak suretiyle kullandıklarını, taşınmazlardaki miras payını kullanmasının engellendiğini ileri sürüp paya vaki elatmanın önlenmesine ve 3.000,00 YTL ecrimisilin davalı Y..’tan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Y.., davanın reddini savunmuş,.diğer davalı, yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazları ekim yapmak suretiyle kullanan davalıların davacının miras payını kullanmasına engel oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı ..tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi E..S..’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 28, 31 ve 171 parsel sayılı taşınmazlarda miras bırakan N. K. ve dava dışı kişilerin paydaş oldukları, davacı M..ile davalıların muris N.mirasçıları bulunduğu, miras bırakanın 1986 yılında öldüğü anlaşılmaktadır.
Davacı, dava dilekçesinde miras bırakandan intikal eden 28 ve 31 parsel sayılı taşınmazları davalı Y..’un, 171 parseli ise diğer davalının tasarruf ettiğini, kendisine bir yer kullandırılmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuş, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar sadece davalı Y.tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına göre, çekişme konusu 28 ve 31 parsel sayılı taşınmazların uzun süredir davalı Y..’un tasarrufunda olduğu, dava tarihine kadar bu tasarruf şekline davacının itiraz etmediği gözetildiğinde, taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. maddesinde öngörüldüğü şekilde şifahi ariyet akdi yapıldığı, bir başka ifadeyle uzun süre kullanıma ses çıkartılmamasının muvafakate dayalı olduğunun kabulü gerekir. Süresiz olan bu kullanıma ses çıkartılmamış olması sebebiyle aynı yasanın 304. maddesi hükmü uyarınca dava açılmakla ariyete son verildiği düşünülmelidir.
Bilindiği üzere; gerek öğretide, gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği gibi ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.
Öyle ise, davalı Y..’un dava tarihine kadar taşınmazları davacının izni ile kullandığı ve dava açılmakla muvafakatin geri alındığı düşünülmelidir. Bu durumda dava tarihinden önceki dönem için anılan davalının fuzuli şagil sayılamayacağı gözetilerek ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan, davacının davalı Y.’un 171 parsele elattığı yolunda bir iddiasının olmadığı görülmektedir. Bu durumda, davalı Yusuf bakımından 171 parsele elatmasının önlenmesine karar verilmesinin de doğru olduğu söylenemez.
Davalı Y.’un bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.