Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 2997 parsel sayılı taşınmazından davalının haksız olarak boydan boya yol geçirmek suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davacının taşınmazına müdahalesi olmadığı belirtip davanı reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının davacıya ait taşınmazı yol olarak kullanmak ve tecavüzlü duvar inşa etmek suretiyle müdahale ettiği gerekçesiyle elatmasının önlenmesine, tecavüzlü duvarın yıkımına karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu 2977 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu görülmektedir. Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre davalının davacı taşınmazından yol geçirmek ve tecavüzlü duvar inşa etmek suretiyle davacı taşınmazına elattığı sabittir.
Hal böyle olunca, mahkemece davalının kayden davacıya ait taşınmaza haksız olarak müdahale ettiği saptanarak davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak dava dilekçesinde yıkım talep edilmediği halde talep aşılarak HUMK’nun 74. maddesine aykırı olarak tecavüzlü inşa edilen duvarında yıkımına karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.