Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu 3220 parselin kayden davalıya ait olduğunu, ancak taşınmazın imar planında konut alanı, sosyal alanlar ile imar yolları içinde kaldığını, 5272 Sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca bedelsiz olarak mülkiyetinin kendilerine geçtiğini ileri sürerek, davaya hakem sıfatı ile bakılıp, mülkiyetinin belediyeye ait olduğunun tespiti isteğinde bulunmuştur.
Davalı, 3533 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince davaya genel mahkemelerde bakılması gerektiğini belirterek davanın görev, esas ve husumet yönlerinden reddini savunmuştur.
Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılarak, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, istek halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Silifke Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair verilen karar, Dairece, “ ...Değeri para ile ölçülebilen çekişmelerin çözümünde harca esas dava değerinin dava dilekçesinde yazılı olan değil, keşfen belirlenecek değer olması, mahkemece mahallinde çekişme konusu taşınmazın değeri keşfen belirlenmeden dilekçede gösterilen değer esas alınmak suretiyle görevsizlik kararı verilmiş olmasının doğru olmaması ” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, mülkiyetin tespiti isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince işlem yapılarak, mülkiyetin tespiti hususunda davacı Belediyenin dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı saptanmak suretiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,
Ne varki; dava 492 Sayılı Harçlar Yasası uyarınca nispi harca tabi olup, keşfen belirlenen dava değeri üzerinden hükümle birlikte harç ikmal edildiğine göre, karar altına alınması gerekli olan avukatlık ücretinin çekişme konusu taşınmazların dava dilekçesinde belirtilen değeri üzerinden takdir ve tayin edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yargılama sırasında harcı tamamlanmayan keşfen belirlenen değer üzerinden davalı yararına fazla avukatlık ücretinin hüküm altına alınmış olması doğru değildir.
Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.