Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/374 Esas 2016/6461 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/374
Karar No: 2016/6461
Karar Tarihi: 20.06.2016

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/374 Esas 2016/6461 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

15. Ceza Dairesi tarafından yapılan incelemede, sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan suçlu bulunduğu ve mahkum olduğu belirtilmiştir. Sanığın şehit yakınları ve gaziler için yardım topladıklarını bildirdiği esnaflara giderek dergi aboneliği karşılığında para toplayıp fatura kesmek suretiyle dolandırıcılık suçu işlediği iddia edilmiştir. Mahkeme, sanık savunması, katılan ve müşteki beyanları ile dosya kapsamına göre suçun sübuta erdiği sonucuna varmıştır. Ancak, sanığın talimatla alınan savunmasında müştekileri tanımadığını belirtmesi nedeniyle, müşteki ve katılanların duruşmaya çağrılarak, sanığın ödeme isteği kabul edilmezse tevdi mahalli belirleyerek sanığa zararı karşılama imkanı tanınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, hak yoksunluğuna hükmedilen kararın alt soyu dışındaki kişileri de kapsaması kanuna aykırı bulunmuştur.
Kanun maddeleri: Suçun nitelikli dolandırıcılık olması nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 168/2. maddesi uygulanmıştır. Hak yoksunluğuna ilişkin karar ise TCK’nın 53/1-c maddesi gereğince verilmiştir.
15. Ceza Dairesi         2016/374 E.  ,  2016/6461 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : .......... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, vefat etmesi nedeniyle hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verilen sanık ....."ün arayarak şehit yakınları ve gaziler için yardım topladıklarını bildirdiği esnaflara giderek ..... Dergisine abonelik karşılığında para toplayıp fatura kesmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve müşteki beyanları ile dosya kapsamına göre, mahkemenin sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suçun sübutuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın talimatla alınan savunmasında müştekileri tanımadığını, bir kısım müştekilerin zararını Emniyet Müdürlüğünde ifadesinin alınması sırasında giderdiğini, ancak müştekiler istediği taktirde paralarını ödeyebileceğini beyan etmesi karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından, müşteki ve katılanların duruşmaya çağrılarak, sanık tarafından kendilerine yapılan ödemeler ile zararın hükümden önce giderilip giderilmediğinin sorulması, sanığın ödeme isteğinin kabul edilmemesi durumunda tevdi mahalli belirlenerek sanığa zararı karşılama imkanı tanınmasından sonra, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 168/2 maddesinin uygulanıp, uygulanmayacağının tartışılması gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 20/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Hemen Ara