Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, Çiğli Belediyesi ile Karşıyaka Belediyesi sınırlarını belirleyen üçlü kararnamenin iptaline karar verildiğini, dava konusu 26023 ada 8,9,10 ve 11 no’lu parsellerin belediye hizmetleri nedeniyle davalı Belediye adına tescil edildiğini, idare mahkemesi kararı ile sınır değişikliği oluştuğundan taşınmazların mülkiyetinin ve tasarruf hakkının Çiğli Belediye Başkanlığına geçeceğini, davalı Belediyenin kötüniyetli olarak taşınmazları satmaya çalıştığını ileri sürüp tapu kayıtlarının iptali ile Çiğli Belediye Başkanlığı adına tescilini istemiştir.
Davalı, sınır işlemi için açılacak davanın İdare Mahkemesinde görülebileceğini, taşınmazların öncesinden beri Karşıyaka Belediyesinin mülkiyetinde olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların daha önce de Çiğli Belediyesi adına kayıtlı olmadığı, dava açıldığı tarih itibariyle gerekçe olarak ileri sürülen üçlü kararnamenin iptali şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Çiğli Belediye Başkanlığı, davalı Karşıyaka Belediye Başkanlığı ile aralarındaki sınırı belirleyen üçlü kararnamenin idari yargı yerinde açılan dava sonucunda iptaline karar verildiğini; İdare Mahkemesi kararı ile sınır değişikliği oluştuğundan dava konusu taşınmazların mülkiyetinin ve tasarruf hakkının Çiğli Belediye Başkanlığına geçtiğini; taşınmazların Çiğli Belediyesi hudutları içinde kaldığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece üçlü kararnamenin iptaline ilişkin kararın kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Ne varki, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, davacı Belediye Başkanlığı tarafından İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan ortak kararnamenin iptaline ilişkin İzmir 4. İdare Mahkemesinin 2005/ 1173 esas-2006/ 2072 karar sayılı kararının yargılama sırasında 22.03.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda anılan İdare Mahkemesi kararı ve içeriği gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.02.2011 tarihinde oybirliğiyle krarar verildi.