Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/520 Esas 2011/1896 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/520
Karar No: 2011/1896
Karar Tarihi: 21.02.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/520 Esas 2011/1896 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, paylı mülkiyete tabi olan bir taşınmazda bulunan payına düşen yolun davalı tarafından kapatıldığını ve bu yüzden ana caddeden geçiş yapamadığını iddia ederek elatmanın önlenmesini ve yolun açılmasını talep etmiştir. Mahkeme davayı reddetmiştir. Ancak, temyiz incelemesi sonucunda paydaşların anlaşması veya fiili kullanım şeklinin olduğu durumlarda harici taksimin yapılmasına gerek olmadığı, ancak böyle bir anlaşmanın veya kullanım şeklinin olmaması halinde müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir. 3402 Sayılı Yasa'nın 19. maddesi uyarınca sicil kaydına verilen muhdesat şerhinin de değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri M.K.706, B.K.213, T.K.26 ve M.K.2'dir.
1. Hukuk Dairesi         2011/520 E.  ,  2011/1896 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/07/2010
    NUMARASI : 2008/772-2010/430

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, paylı mülkiyete tabi olan 334 parsel sayılı taşınmazdan satış yoluyla 200/960 pay iktisap ettiğini, payına isabet eden kısımdan ana caddeye çıkışı sağlayan yolun davalılar tarafından duvar örmek suretiyle kapatıldığını, davalıların binaları arasında kalan yolu kullanmak zorunda olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve ana caddeye geçişin sağlanması için uygun genişlikte yol bırakacak şekilde muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, çekişmeli taşınmazın müşterek mülkiyete tabi olduğunu, paydaşlar arasında irtifak hakkı tesisi istenemeyeceğini, yanlar arasındaki uyuşmazlığın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava; paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; taşınmazın yanlar arasında paylı mülkiyet üzere kayıtlı bulunduğu, taşınmaz üzerinde yanlara ait evlerin bulunduğu, keşif sonrası düzenlenen rapor ve krokiden evler arasında geçişi sağlamaya elverişli yol biçiminde boşluk bırakıldığı, davalılar Tahir ve Selahattin’in sonradan kendilerine ait muhdesatı kuzey yönünde ve krokide turuncu renkte gösterilen bölümde genişlettiklerinin iddia edildiği, sarıya boyalı bölümün de yeterli geçişe elverişli olmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Hemen belirtmelidir ki; mahkemece geçit hakkı veya irtifak hakkı tesis edilemeyeceği bildirilmekte ise de davada böyle bir talep bulunmamaktadır. Davacı, yalnızca “Toy Sokak ” adlı genel yola çıkışın elverişli hale getirilmesini talep etmektedir. Bu durumda paydaşlar arasında bir kullanım biçiminin oluşturulup oluşturulmadığının araştırılması zorunludur.
    Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyuun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir.
    Bilindiği üzere; M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne varki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " ahde vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma- inceleme yapılması bu arada 3402 Sayılı Yasa’nın 19. maddesi uyarınca sicil kaydına verilen muhdesat şerhinin de değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara