Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu 10056 ada 2 parsel sayılı taşınmazı davalıdan satın aldığı halde, taşınmaz içerisinde bulunan gecekondunun davalı tarafından boşaltılmadığını ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi yanıt ta vermemiştir.
Mahkemece, davacı taşınmazına davalı tarafından el atıldığı olgusunun kanıtlandığı, ecrimisil isteğinden de feragat edildiği gerekçesiyle el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, feragat nedeniyle ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Ne var ki, mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
Somut olaya gelince; dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazda dava dışı Belediye ile birlikte paydaş olan davacının, davalının taşınmaz içerisindeki gecekondu nitelikli yapıyı boşaltmayıp kullandığını belirterek eldeki davayı açtığı, buna karşı davalının kullanım iddiasını kabul etmediği, davalının taşınmazı kullanan kişi olduğuna ilişkin dosyada tanık anlatımı veya başkaca somut bir veri bulunmadığı, üstelik iddianın aksine taşınmazın da davacıya kayden davalı tarafından değil, B. Ç.isimli kişi tarafından satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler de dikkate alınmak kaydıyla dava konusu taşınmazın davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığının kuşkudan uzak bir şekilde belirlenmesi bakımından tarafların tüm delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.