Taraflar arasında görülen davada;
Davacı vekili, davacı Basri"nin ehliyetsiz olduğunu, davacıdan alınan vekaletnamelerle, adına kayıtlı çekişme konusu taşınmazların intikallerinin sağlandığını, davacının ehliyetsiz olduğu gibi vekilin de vekalet görevini kötüye kullandığını, kayıt maliklerinin iyiniyetli olmadığını ileri sürerek, iptal ve davacı adına tescilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının iddialarını kanıtladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.02.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı F.. K.. vekili Avukat İl.A.., diğer temyiz eden davalı Anamur Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği vekili Avukat H..E.. K..ile temyiz edilen davacı vasisi B.. D..geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkin olup, mahkemece davacının işlem ve vekaletnamenin verildiği tarihte ehliyetsiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile belirlendiği ve davalıların iyiniyetli olmadıkları gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteğinin kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile mahkemenin tapu iptal ve tescile yönelik hükmünün ONANMASINA,
Ancak, dava konusu edilen bağımsız bölümlerden 13 adedinin davalı F.."ya, diğer 3 adedinin ise diğer davalı Köylere Hizmet Götürme Birliği"ne devrinin sağlandığı ve bunlar adına sicil kaydının oluştuğu anlaşıldığından ve dava dilekçesinde belirtilen ve itiraza uğramayan dava değeri üzerinden davacı yararına avukatlık parasına hükmedilmesi ve taşınmazların keşfen belirlenen değerleri üzerinden davalıların ayrı ayrı harçtan ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları gerekirken, çekişmeli taşınmazların keşfen saptanan ancak yargılama aşamasında harcı tamamlanmayan değer gözetilerek fazla vekalet ücreti ve davalılara taşınmazların değerinin tamamı üzerinden fazla vekalet ücreti ve harç takdiri doğru değildir.
Davalıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 18.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.