Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/440 Esas 2011/1712 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/440
Karar No: 2011/1712

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/440 Esas 2011/1712 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, miras bırakanın taşınmazları muvazaalı işlemlerle devrettiği gerekçesiyle davacıların tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğini kabul etmemiştir. Ancak, dava tarihinden önce vefat eden davalı E. bakımından davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Diğer davalılar çekişmeli taşınmazların müstakil malikleridir ve dava ehliyeti olan her gerçek ve tüzel kişi davada taraf olabilir. O halde davalı E.'ın taraf ehliyetinin olmaması, diğer davalıların taraf ehliyetlerini etkilemeyecektir. Mahkeme, bu hususu yanlış değerlendirerek karar verdiği için kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanununun 28. maddesi, 8. maddesi, 47. maddesi ve 48. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2011/440 E.  ,  2011/1712 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SINDIRGI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/10/2005
    NUMARASI : 2004/197-2005/209

    Taraflar arasında görülen davada;    
    Davacılar, miras bırakanın 626 parsel sayılı taşınmazdaki 3/4 payını davalı E"a satış suretiyle temlik ettiğini, E"ın da aynı şekilde murisin oğlu olan davalı E.."a devrettiğini; miras bırakanın 133 ada 132 ve 156 sayılı parselleri  ile 117 ada 134 parsel sayılı taşınmazını kadastro sırasında davalı Ea hibe ettiğini ve E"un da bilahare diğer davalı R"a satış yoluyla temlik ettiğini, yapılan tüm işlemlerin muvazaalı olup, kendilerinden miras paylarını almalarına engel olunduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuşlar, 18.03.2005 tarihli dilekçeyle davalı E.."ın mirasçılarının davaya dahil edilmelerini istemişlerdir.
    Davalı E taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini beyan etmiş; dahili davalı R Ç.., davayı kabul ettiğini bildirmiş; davalı RAle diğer dahili davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.
    Mahkemece, davalılardan E... dava açılmadan önce vefat ettiği, dava tarihinden önce ölmüş kişiye karşı dava açılamayacağı, taraflara ilişkin dava şartlarından olan taraf ehliyetinin re"sen gözeteceği, davalılar arasında dava arkadaşlığı bulunduğu gerekçesiyle, "davalı E..Ç.."in dava tarihinden önce ölmüş bulunduğu anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan (usulden) reddine" karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 117 ada 134 parsel ile 133 ada 132 ve 156 parsel sayılı taşınmazların davalı R.A.. adına, çekişmeli 626 parsel sayılı taşınmazın ise davalı E. adına kayıtlı bulundukları, 626 sayılı parselin 3/4 payının miras bırakan tarafından davalı E."a, E.. tarafından da davalı E.."a satış suretiyle temlik edilmiş olduğu, davalı E.."ın dava tarihinden önce öldüğü anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, Türk Medeni Kanununun 28.maddesi ve 04.05.1978 tarih ve 1978/4-5 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı gözetilmek suretiyle dava tarihinden önce ölen davalı E. bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Ancak, diğer davalılar, yukarıda belirtildiği üzere çekişmeli taşınmazların müstakil malikleridir. Bilindiği üzere; tapu iptal ve tescil davaları kayıt malikleri aleyhine açılır.
     Öte yandan, dava ehliyeti davada taraf olma yeteneğidir. HUMK taraf ehliyetini tanımlamamış 38.maddesiyle Türk Medeni Kanuna yollamada bulunmakla yetinmiştir. Türk Medeni Kanunumuz ise, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış, 8, 28, 47 ve 48 maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını, her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren taraf ehliyetini kazanacağını ve yaşadığı sürece taraf ehliyetinin devam edeceğini belirtmiştir.
    O halde davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı gibi, olsa bile davalılardan birinin (somut olayda davalı E.."ın) taraf ehliyetinin olmamasının diğer davalıların taraf ehliyetlerini etkilemeyeceği tartışmasızdır.
    Öyle ise, davalı E.."ın dava tarihinden önce ölü olmasının diğer davalılar hakkındaki davanın reddini gerektirmeyeceği gözetilerek davalılar R. ve E..hakkında iddia ve savunma doğrultusunda  araştırma, soruşturma ve inceleme yapılarak işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  17.02.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara