Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/318 Esas 2011/1686 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/318
Karar No: 2011/1686
Karar Tarihi: 17.02.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/318 Esas 2011/1686 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı köy tüzelliğine ait bir taşınmazın kıyıda kalan bölümünün iptalini ve terkinini talep etmiştir. Yargılama sırasında taşınmaz belediye sınırlarına dahil olduğundan Altınova Belediye Başkanlığı da dava edilmiştir. İlk kararda davanın reddine karar verilmiş, Daire tarafından bozulmuş ve ikinci kararda yargılama giderleri ve avukatlık ücreti nedeniyle tekrar bozulmuştur. 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3 maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getiren 5841 sayılı Yasa düzenlemeleri gözetilerek, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir. Ancak, 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi (36/A md.) hükmüne ilave edilen 16. maddesi, kadastroya dayalı işlemlerden dolayı açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükmünü öngörmüştür. 17. maddesi ise bu hükmün uygulanma zamanını infaz aşamasına kadar uzatmıştır. Bu nedenle, dava hüküm bozularak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda karar verilmek üzere yeniden görülmelidir. Kanun maddeleri: 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3, 36. maddesi (36/A md.) ve 16-17. maddeleri; 5841 sayılı Yasa.
1. Hukuk Dairesi         2011/318 E.  ,  2011/1686 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/10/2010
    NUMARASI : 2010/400-2010/488

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden davalı köy tüzelliğine ait 36 parsel sayılı taşınmazın 8.612.57 m2 lik bölümünün kıyıda kaldığını ileri sürerek tapu iptali ve terkin isteğinde bulunmuştur.Yargılama sırasında taşınmaz belediye sınırlarına dahil olduğundan Altınova Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen ilk karar Dairece " 5841 Sayılı Yasa uyarınca davanın reddine karar verilmesi" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine ilişkin olarak verilen ikinci karar bu kez Dairece " yargılama giderleri ve avukatlık ücreti" yönünden bozulmuş, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava; 3621 sayılı Kıyı Yasası’ndan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup yerel mahkemenin önceki kararı ile 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve kesin hüküm halini almamış eldeki davalara da uygulanması öngörülen 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3 maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getiren 5841 sayılı Yasa düzenlemeleri gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin yerel mahkeme kararı benimsenmiş ve bu yönü itibariyle önceki karar kesinleşmiş ancak her davanın açıldığı tarihteki koşullara tabi olacağı ilkesi gözetilmek suretiyle yargılama giderleri ve 1957 tarih, 6/17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu giderlerden sayılan avukatlık ücreti bakımından karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davalı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
    Gerçekten de bozma kararına uyulmuş olmakla tarafları yararına usulü kazanılmış hak oluştuğuna göre bozma ilamında değinilen hususlar gözetilerek gerekli karar ittihazı zorunlu hale gelir. Mahkemece de bu husus benimsenerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş ise de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi (36/A md. ) hükmüne ilave edilen 16. maddesi hükmünde kadastroya dayalı işlemlerden dolayı açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükmü öngörülmüş, 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulanma zamanı infaz aşamasına kadar uzatılmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki; yürürlüğe giren Yasa hükmünün geçmişe şamil olarak uygulanması öngörüldüğünde anılan bu husus kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Nitekim anılan 6099 sayılı Yasanın eldeki davalara da uygulaması gerektiği gözetildiğinde somut olayda hazine yararına usulen kazanılmış bir haktan söz etme olanağı yoktur. Esasen kararın davalı tarafından temyiz edilmemiş olması da neticeye etkili değildir.
    Hal böyle olunca; 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle bir değerlendirme yapılarak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Davacı hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara