Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, paydaşı olduğu 1 ve 4 sayılı parsellerde payının karşılığını kullanamadığını, engellendiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı, daha önce taraflar arasında görülen 2004/601 esas, 2006/205 sayılı karar nedeniyle kesin hüküm bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 2004/601 esas, 2006/205 sayılı kararın eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi aporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, kesin hükümden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, el atma olgusu haksız eylem niteliğinde olduğundan, devam ettiği müddetçe her zaman dava konusu yapılabilir. Bu yönden kurulan ve kesinleşen hüküm, ancak hüküm anındaki durumu tespit eder. Hükümden sonraki döneme etkili değildir. Bu nedenle, yeni meydana gelen vakıalara dayanılması halinde ikinci dava, birinci davadaki kesin hükme aykırı düşmez.
Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları da gözetilmek suretiyle, aralarında daha önce görülen 2004/601 es.s. dava dosyasının getirtilip mahallinde uygulanması, çekişme konusu yerin aynı yer olup olmadığının açıklığa kavuşturulması; ondan sonra, anılan dava dosyasında taraflar bakımından kesinleşmiş olgular varsa, bu olguların da paylı mülkiyet ilkeleriyle birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.