Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 18 parselde yer alan tek katlı binası üzerine oğlu olan davalının ruhsatsız ev yaparak oturmaya başladığını, taşınmazı terk etmesi için yaptığı ikazların sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
Davalı, çekişme konusu yeri davacının bilgisi ve rızası ile yaptığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının kayden malik olduğu taşınmaza, davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmadan elattığının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 18 nolu parselin davacı ile dava dışı Manisa Belediyesi adına paylı mülkiyet olarak kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde davalı tarafından inşa edilen ve yıkımı talep edilen binanın yer aldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, arzın mütemmim cüz"ü (bütünleyici parçası) olan muhtesatların, zeminin mülkiyetine tabi olmaları nedeniyle (TMK 684.md.) yıkım istekli davalarda, davanın binanın ana nüvesinin üzerinde bulunduğu taşınmazın tüm maliklerine yöneltilmesi zorunludur.
O halde, 18 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından olan Manisa Belediyesinin de davada yeralmasının sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek eksik taraf huzuru ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.