Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 4 ayrı taşınmazı haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın davalının buğday ekmek suretiyle tasarruf ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, dava konusu taşınmazı haricen satın aldığını, tapusunu alamadığını bildirmiş, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden dava konusu 564, 566 ve 555 parsel sayılı taşınmazların yargılama devam ederken dava dışı Muzaffer Topaloğlu"na temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği,hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur.Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK"nun l86.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir.Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.
Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre işlem yapılmak üzere bozulmalıdır.
Ayrıca, kabul tarzı itibarı ile dava dilekçesinde istenilen ecrimisil miktarı üzerinden harç alınıp, davada elatmanın önlenmesi de istenildiği halde, elatılan yer için bir değer gösterilmemiş olmasının doğru olduğu söylenemez.
Hemen belirtilmelidir ki; elatmanın önlenmesi isteğinin, taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır.
Bu tür bir davada, HUMK"nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkım istenilen yapı değerinin toplamından (04.03.1953 tarih 10/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) ibaret olacağı kuşkusuzdur.
Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinde (re"sen) gözetilmesini ve harcı yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30. ve 32 maddelerinde hükme bağlamıştır.
O halde, dava dilekçesinde elatılan yerle ilgili olarak bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle mahkemece davacıdan bu istek bakımından dava değeri sorularak belirlenmesi, bu değere itiraz edilmesi halinde, keşfen belirlenecek değere göre davacıya harç ikmali yaptırıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, dava konusu 564, 566, 555 parsel sayılı taşınmazların yargılama sırasında dava dışı kişiye temlik edilmiş bulunması nedeniyle HUMK"nun 186.maddesinde belirlenen usul kuralına göre, mahkemece diğer tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında ve hangi istekle devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
Hal böyle olunca, öncelikle HUMK"nun 186.maddesinde belirlenen usuli işlemlerin yerine getirilmesi, ondan sonra elatmanın önlenmesi isteği bakımından belirlenecek değer üzerinden harç ikmali yapılması, ondan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetli değildir.
Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.