Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13493 Esas 2011/1449 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/13493
Karar No: 2011/1449
Karar Tarihi: 14.2.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13493 Esas 2011/1449 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı mirasçı, diğer mirasçıların yer almadığı veraset ilamıyla satılan taşınmazın davalıya ait olduğunu ve ifraz edilerek bir şirkete temlik edildiğini iddia ederek tapunun iptal ve tescilini istemiştir. Davalılar iyi niyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Ancak, elbirliği halinde mülkiyette tüm ortakların davada yer alması gerektiği, davalının yargılama devam ederken öldüğü, diğer mirasçıların da davada taraf edilmediği belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir. M.K.nun 701-703. maddelerinde düzenlenen elbirliği mülkiyetinde ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava dışı ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği belirtilmiştir. Davanın esası hakkında hüküm kurulduğu için karar bozulmuştur. M.K.nun 701. maddesi, kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyetinin elbirliği mülkiyeti olduğunu belirtirken, M.K.nun 702/2. maddesi ise ortaklararası işlemlerde oybirliği ile karar alınması gerektiğini ifade etmiştir. Temyizde yerinde görülen itiraz ile hüküm bozulmuş, diğer hususların incelenmesi için yer olmadığına karar verilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2010/13493 E.  ,  2011/1449 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KUŞADASI 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/03/2010
    NUMARASI : 2007/219-2010/89

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakan H..Y.."ın mirasçısı olduğu halde bir kısım minasçıları tüm mirasçıların yer almadığı veraset ilamı ile murise ait 191 parsel sayılı taşınmazı davalı M.. Ç.."ya sattıklarını, onun da taşınmazı ifraz ederek 674 parseli davalı şirkete temlik ettiğini, temlik alanların kötü niyetli olduklarını, yasal mirasçılarında yeni veraset ilamı ile belirlendiğini ileri sürerek, tapunun mirasçlar adına iptal ve tescilini istemiştir.
    Davalılar, iyiniyetli malik olduklarını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve mirasçılar adına tescili isteğine ilişkindir.
    Ne varki, davadaki istek gözetildiğinde, tüm mirasçıların davada yer alması gerektiği gibi davalı Mehmet"in yargılama devam ederken, davalı H.."in de karardan sonra temyiz aşamasında öldüğü, bir kısım mirasçıların ise davada hiçbir taraf edilmediği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, nevarki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Somut olayda,elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 14.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara