Taraflar arasında görülen davada;
Davacı vasisi, davacının adına kayıtlı çekişme konusu taşınmazların sahte vekaletnameler kullanılarak devirlerinin sağlandığını ileri sürerek, iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının iddiaları sabit görülerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı M.. K. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.2.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat .ile temyiz edilen H..O..vekili Av.N.. Ö..., H.. O..vekili Av.Z.. K..., G..N..vekili Av.. geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edilen vekili avukat ile asiller gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı A..adına kayıtlı çekişme konusu 2, 6, 25 ve 41 parsel sayılı taşınmazların vekil eliyle davalılardan E..ve M..."e temlikinin sağlandığı ve onlar adına sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davacı vasisi, davacının akıl zayıflığından dolayı kendisine vasi tayin edildiğini, davacı adına düzenlenen sahte vekaletname kullanılarak çekişme konusu taşınmazların devrinin sağlandığını ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
Gerçekten de; davacı A.."ın demans hastası olup, kendisine vasi atandığı ve vasi eliyle davanın açılıp devam ettirildiği, davacının eşi olan davalılardan H.."ye ve onun da davacıya vekaleten diğer davalı M.."ya, taşınmazların satış yetkisini içerir şekilde düzenlenen vekaletnamelerin gerçek olmadığı ve bu vekaletnameler kullanılarak devirlerin yapıldığı, kayıt maliklerinin iyiniyetli olmadıkları dosya kapsamı ve sunulan belge ve bilgilerle sabittir.
Mahkemece, bu olgular belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davalılardan M..ve E.. adına olan kayıtların iptaline karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ne varki, davacı kısıtlının yargılama sırasında öldüğü ve ölüm ile vesayetin son bulduğu gözetildiğinde kısıtlının mirasçılarına duruşma günü bildirir tebligat yapılarak onların huzuru ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken yasal gereği yokken terekeye atanan temsilci marifetiyle devam edilmesi neticeye etkili değilse de, ölüm ile T.M.K."nun 28.maddesi hükmü uyarınca hukuki şahsiyetin son bulması, sicillerin tutulmasının kamu düzeniyle ilgili olması ve hakimin doğru sicil oluşturmakla yükümlü bulunması karşısında kısıtlının mirasçıların kanuni hisseleri oranında tapuya tescil hükmü kurulması gerekirken bu kuralın gözardı edilmesi, öte yandan her bir davalının her birinin kendilerine devredilen taşınmazların keşfen belirlenen değerleri üzerinden ayrı ayrı harç ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmaları gerekirken davalı M..ve E.."in birlikte ve aynı oranda sorumluluklarına karar verilmesi de doğru değildir.
Davalı M."in, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 11.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.