Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/319 Esas 2011/1261 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/319
Karar No: 2011/1261
Karar Tarihi: 10.02.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/319 Esas 2011/1261 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kayden davalıya ait taşınmazın bir bölümünün kıyıda kaldığını iddia ederek tapu iptali ve terkin istemiyle dava açmıştır. Davalı, bilirkişilerce belirlenen kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kalan bölümün terkinine muvafakat ettiğini bildirmiştir. Yerel mahkeme, davanın hak düşürücü süreden reddine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay bu kararı bozarak davalı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına hükmetmiştir. Yeni çıkarılan Kadastro Yasası'na göre, kadastroya dayalı işlemlerden dolayı açılan davalar neticesinde davalı taraf yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle, yerel mahkeme kararı bozulmuştur. 5841 sayılı Yasa düzenlemeleri ile ilgili olarak, 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3 maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getirildiği ve davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin yerel mahkeme kararının benimsendiği açıklanmıştır. 6099 sayılı Yasa'nın eldeki davalara da uygulanması gerektiği ifade edilerek, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda yeni bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: 3621 sayılı Kıyı Yasası, 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3, 36/A ve 17. maddeleri, 5841 sayılı Yasa.
1. Hukuk Dairesi         2011/319 E.  ,  2011/1261 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/09/2010
    NUMARASI : 2010/272-2010/407

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden davalıya ait 38 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyıda kaldığını ileri sürerek tapu iptali ve terkin isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, bilirkişilerce belirlenen kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kalan bölümün terkinine muvafakat ettiğini bildirmiştir.
    Davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece " yargılama gideri ve avukatlık ücretine" hasren bozulmuş, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava; 3621 sayılı Kıyı Yasası’ndan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup yerel mahkemenin önceki kararı ile 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve kesin hüküm halini almamış eldeki davalara da uygulanması öngörülen 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3 maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getiren 5841 sayılı Yasa düzenlemeleri gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin yerel mahkeme kararı benimsenmiş ve bu yönü itibariyle önceki karar kesinleşmiş ancak her davanın açıldığı tarihteki koşullara tabi olacağı ilkesi gözetilmek suretiyle yargılama giderleri ve 1957 tarih, 6/17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu giderlerden sayılan avukatlık ücreti bakımından karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davalı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
    Gerçekten de bozma kararına uyulmuş olmakla tarafları yararına usulü kazanılmış hak oluştuğuna göre bozma ilamında değinilen hususlar gözetilerek gerekli karar ittihazı zorunlu hale gelir. Mahkemece de bu husus benimsenerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş ise de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi (36/A md. ) hükmüne ilave edilen 16. maddesi hükmünde kadastroya dayalı işlemlerden dolayı açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükmü öngörülmüş, 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulanma zamanı infaz aşamasına kadar uzatılmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki; yürürlüğe giren Yasa hükmünün geçmişe şamil olarak uygulanması öngörüldüğünde anılan bu husus kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Nitekim anılan 6099 sayılı Yasanın eldeki davalara da uygulaması gerektiği gözetildiğinde somut olayda hazine yararına usulen kazanılmış bir haktan söz etme olanağı yoktur. Esasen kararın davalı tarafından temyiz edilmemiş olması da neticeye etkili değildir.
    Hal böyle olunca; 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle bir değerlendirme yapılarak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Davacı hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara