Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13026 Esas 2011/1257 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/13026
Karar No: 2011/1257
Karar Tarihi: 10.02.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/13026 Esas 2011/1257 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kayden davalılara ait bir taşınmazın tapu kaydının gayri sabit sınırlı olduğu ve 9060 metre karelik bir fazla tescil yapıldığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkeme, bozma ilamındaki hak düşürücü süre uyarınca davanın reddine karar vermiştir. Ancak, sonrasında yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın eklenen maddeleri uyarınca yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ve hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 5841 Sayılı Yasa
- 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3. maddesi
- 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 36. maddesi (36/A md.)
- 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 16. maddesi
- 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 17. maddesi
- HUMK'nun 428. maddesi
1. Hukuk Dairesi         2010/13026 E.  ,  2011/1257 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/07/2010
    NUMARASI : 2010/239-2010/184

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden davalılara ait 775 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinde uygulanan tapu kaydının gayri sabit sınırlı olduğu ve kapsamının miktarı ile geçerli olması gerekirken 9060 m2 lik fazla tescil yapıldığını, kayıt miktar fazlası üzerinde davalılar yararına mülk edinme koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davalı şirket yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece " 5841 Sayılı Yasa ile yapılan yasal düzenlemeler gözetilerek davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı ve davalı M..ve H.. vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, kayıt miktar fazlası yönünden sicil kaydının iptali ile tescil isteğine olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle hükmün bu bölümünün onanmasına.
    Ancak, temyiz aşamasında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi (36/A md.) hükmüne ilave edilen 16. maddesi hükmünde kadastroya dayalı işlemlerden dolayı açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükmü öngörülmüş, 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulanma zamanı infaz aşamasına kadar uzatılmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki; yürürlüğe giren Yasa hükmünün geçmişe şamil olarak uygulanması öngörüldüğünde anılan bu husus kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Nitekim anılan 6099 sayılı Yasanın eldeki davalara da uygulaması gerektiği gözetildiğinde somut olayda hazine yararına usulen kazanılmış bir haktan söz etme olanağı yoktur.
    Hal böyle olunca; 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle bir değerlendirme yapılarak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır
    Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,10.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara